5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1392
Okunma

Kanaviçe yalnızlığımı astım asalı başköşeye
Sondan başa gererken içimin telini
Konmadığı ne malum uğursuz baykuşun
Önden cepheli düşlerime?
Feryat figan zaman,
Sancılı evren belli ki kehanet erbabı sefil derviş;
Kıyamda nice sure,
İçim kıyılırken lime lime.
Tahliye etmeli anadan üryan sevinçleri,
Hazan da kıymete bindi bineli
Gelmez oldu yazın müjdecisi;
Gelmez oldu hani haziran güneşi dahi küserken
Uzakların ve iblisin şerrine bin lanet,
Kanadıkça kandırıldığımız;
Kandırıldığımız kadar yalın ayak
O sefil düşüş.
Alâmetifarika aşkın rehaveti;
Gölgesi kayıp adamların gelmez iken bir araya
İki yakası:
İstanbul gibiyim hanidir;
Yarı ağlamaklı yarı güleç
Mizansenden yok ki kaçış,
Eksildikçe içimin beyitleri.
Ne yani şiiri öldürüp şaire benzediğimi mi ima etsem
Ya da şehri terk edip,
Gitsem huzurun dipçiğinde arakladığım bir gün arasından,
Bir gül edasında salınsam ne çare?
Ne çare bülbülün aşkına ihanet etsem?
Sonra da çemkiren iç sesimi öğütsem
Aklımın merdanesinde,
Şövalye mizaçlı hangi âşıksa gelsin
Başına naşının şiirlerimin,
Şiir adında içimin dizginlerinin boşaldığı
Ayrımcı yalanların da girizgâhı hangi hikâye ise
Boşa düşsün aklımın sınırlarından,
Gizemi de edinsin baş tacı
Sorgusuz sualsiz yaşayıp gitsem
Evriminde ruhumun, hangi bahçe ise
Cennette başköşe.
Bir meleğin dahi gazabına razıyım
Yeter ki uzağına düşeyim ihanetin,
Sevdiceğim şehrin de solgun asaletine
Dönsem sırtımı
Ve kaçsam yüreğimin baş şehrine:
Adsız kıtaların, yanık tenlerin
Uçuk mizaçların memleketi hangi köşesi ise
Kehanetin sivrilsem içimin bahçesinde
Ve mücbir sebeplerden lav etsem hüznü
Bandıkça düne,
Gömsem keşke ihanet eden tüm ölüleri
Asla görmemek üzere,
Yarına mal etsem mutlu çehremi:
Hani olur da; düşer başım yeniden önüme
Görmezden gel sen yine de
Şu sefil gönlün naşını.
Temkinliyim bu kez:
Ne severim ne de dillenirim şarkılarda,
Hutbelerde saklıyım işin aslı:
Kâh bir derviş kâh bir keşiş,
Irağım zamandan,
Irak kalmasam da gönülden.
Başı elem sonu kayıp bir kelam;
Menzilinde dinginliğin özlemi;
İçtimadaki iç sesin de rahmeti
Yine hangi siperse benlik konuşlu,
Hangi dirayet ise kayıpların baş tacı,
Külliyen özlemin ilahını sırtlanmışken gecenin bir vakti,
Gündüzleri azat ettim çoktandır o kaygan zamandan;
Sadece geceden ibaretim ve de siyahtan,
Tek beyazım içimin masum lehçesi,
Diri varlığı ise evrenin, mazlumun tek İlahı.
Kardıkça kanadığım;
Kanın bile beyaza ihaneti olmamalı benliğin tüzüğü,
Şanlı bayrağımın renginde içimin asaleti,
Ölüm bile güzel
Örtündüğüm kadar ördüğüm dünün yasına
Tekmili hüzün yarını meçhul
An’ı saklı nizamda,
Aradığım değil düşen nasibime;
Aşk gibi diri hücrelerin de büründüğü sefalete can kurban
Yine mimarı evrenin,
Yine dili zarı gök kubbenin
Kim bilir belki de olmazın oluru bir dileğin
Gerçekle buluştuğu tat kadar şerbetli iken
Sunduğum meramın.
5.0
100% (13)