3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
583
Okunma
Yagmurun sesinde izliyorum
Karanligi yok edercesine icine almiş
Grinin her tonunda
Siyah beyaza bürünmüş huzur
Hüzünleri sol cebine doldurmuş
Orman dolusu ahlara sarildı gönlü.
Adımlarına dolanan her sarı yapragın
Her adımdakı kuru gürültüsünde duydu
Orman yangını solgun geçmişinin çığlığını
Sessiz ve gururla ilerledi
Yaprakların her hışırtısında
Güneşe yol alan özlemlerine
Ki onlar dalları olmuştu
Ulu çınar hayatının dört bir yana savrulan
Yüreği kanlı yigit kadın
Elleri bembeyaz
tertemiz şiirler akar parmaklarından
Zamanları biriktirip beklerken
Beklemeden akıp gecen zamana inat
Sanki el ele tutuşma cabasındaki insanlar misali
Ulu ormanda gördü yitik gençliğini
Elleri kınalı at üstünde allı yazması vardı yüzünde
Bilmem kaç asır geride kalmıştı
Ellerinden kayıp giden o yoksul çocukluģ u
Bir bir öldürmüştü o en sevdiğim dediklerini
Hemde hiç görmeden gömmüstü
Şimdi sonbahar yaprakları dökülürken
Zemheri soğuğunda orman yangını gözlerinden
Buz tutmuş çiğ taneleri dökülüyor
Diline dolanmış makamsız nağmeler le
Zindan yeşili orman sokağında
Nereye sığınacağını bilmeden
yorgun adımlarını sürüklüyor.
Bir gurbet elde
Tertemiz yüregiyle
Parmak uçlarından şiirler akan
Bir kadın yokoluyor.
NOGAYTÜRK
5.0
100% (2)