4
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
964
Okunma
boş boş bakıyorum
yazılmak için bekleyen boş sayfaya
ekran arkasında 180 derece geziniyor gözlerim
odamın sol köşesinde
kapı arkasında dik duran gri bavul,
üzerindeki ince tozu alırcasına süpürüyor bakışlarımı
buraya,
köyden bozma şu kasabaya
başka bir şehirden gelip
bir başka şehre götüreceğini hatırlatıyor
buradayım..diyerek sessizce
içimden...
tek kişilik odalar yalnızlığa tahsis edilmiş olmalı
ve her yalnıza şahitlik edecek dört duvar
genzine sır kaçan demirbaşıdır diyorum
kapının sağında kalan duvar yüzüne cam çivisiyle tutturulmuş ha düştü düşecek tedirginliğinde duran
sadece bir yüzün sığabileceği büyüklükteki şu tek yüzlü küçük ayna
kimin arakladığını merak etmediğim yurt ranzası
yanlışlıkla renklilerle yıkayıp grileşen ütü yüzü görmemiş çamaşırlar
el yordamıyla ulaşacağım sürahim
bardağım
çayım
sigaram
ve hep aynı manzaraya açılan tek kanatlı uçmaya küs pencerem
hepsini ardımda bırakıp
bir daha dönmemek üzere gideceğim başka bir şehirde
hiç görmediğim yüzlerle yüz göz etmeden önce şu yüzü
nice hüzünlere
sırlara
hayatta kalmanın bir savaş olduğunu hatırlatırcasına
ekmeğe
suya
gün ve geceye söz verip
bir çocuğun hakkı olan yarınları gaspetmeden kötülük
umudun ve iyiliğin hatrına
yaşadım..
sen diyorum
beni böyle bilme
şu karşımda duran kapıyı son kez örtüp gittiğimde
dört duvarın badana görmemiş solgun pembesi
penceremdeki kaderi mühürlü şark manzarası
otobüs bileti
koltuğu
numarası
hiç kimse ama hiç kimse..bilmesin beni böyle.