9
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1955
Okunma

Benim anam gençlik nedir bilmedi
Mah cemali bir kez olsun gülmedi.
Öyle iken hep didindi, yılmadı.
Onunkisi bir acayip yarıştı.
Benden başkasına özel değildi.
Güzel desem çok da güzel değildi.
Türkü, şarkı, gazel desem değildi.
Saçlar ap ak, alnı kırış kırış kırıştı.
Zalim felek hep onu kündeledi.
Düştü, kalktı, habire sendeledi.
Hayatını durmadan rendeledi.
Onunki de böylesi bir duruştu.
Yirmisinde kocamıştı, çökmüştü.
Otuzunda saçı, dişi dökmüştü.
Tüm ömrünce hep göz yaşı dökmüştü.
Hayatına ne küstü ne barıştı.
Peder paspas etti yere serildi.
Kafasına ne çoraplar örüldü.
Hem kitabı hem defteri dürüldü
Kırk yaşında tam da buruş buruştu.
Mutlulukla geçmemişti bir günü
Olmamıştı bir tanecik hür günü.
Kırk birinde yaşadığı sürgünü
Sanmayın ki bir menzile varıştı.
Yirmi iki sene yaşadı daha.
Dua etti her akşamdan sabaha,
Tımarhanede ruhunu Allaha,
Teslim etti, meleklere karıştı.
Her Mayıs’ın ikinci Pazar günü.
Benim için olur ah-ü zar günü.
Sami’nin de yaklaşıyor dâr günü.
Onun dahi vakit-saat erişti.
5.0
100% (14)