9
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1261
Okunma
Telefonla yazmak ve yayınlamak ne zormuş:)
Hava, berrak su gibi ışıl ışıldı
Güneş tüm güzelliğiyle ısıtıyordu doğayı
Ilık bir meltem değmiş gibi canlandıyordu beti solmuş yüzünü
Kalbim de ısınıyordu yavaş yavaş
Sus bağlamış dilim, kulağım pür dikkat
Gözüm seyranda, gönülde coşku,
Bir bayram havası soluyor gibiydik cümbür cemaat
Sadece seyri bile derin bir huzur veriyordu insana
Canlı cansız her şey dile geliyordu adeta
Şu, gövdesine su yürüyen ağaçlar!
Tomurcuk verip meyveye duran dallar!
Baş veren hayat!
Yeniden diriliş resmediliyordu tuvale
Kış ne çabuk bitti?
Daha dün sonbahardı diyesi geliyor insanın.
Mevsimler ardısıra geçip giderken ömür de azalıyordu işte!
Yolun kenarında bir kedi, yere yatmış koşup oynayan yavrularını gözetliyordu
Yanlarından geçerken dikkat kesildi!
Gözleri der gibiydi; ’Sakın yaklaşma’
Sevgiyle baktım ’Korkma’ der gibi...
Sevgi ne güzel şeydi ve güven!
Evet samimiyetime, inanmıştı...
Keşke kendime de bu denli samimi olabilseydim!
Yol uzun, yol neşeli, yol kıssalara gebe...
Koşup oynayabilmek vardı çocuklar gibi
Eve dön vaktini vuruyordu saat
Akşamın alaca karanlığı gecenin sessizliğine karışıyordu yavaş yavaş
Ezan ne güzel okunuyordu.
Sevgili çağırıyordu ’Haydi namaza’ ’Haydi kurtuluşa’
Huzura, huzurla ve muhabbetle varabilmek ne güzeldir
Ne güzeldir vuslat!
’Ya Rabbi! Ezansız bırakma bizi’ diye dua ederken
Daimi icabet edenlerden ve huşuyla huzura varıp idrakinde olmayı da diliyordum.
5.0
100% (16)