8
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1248
Okunma

Yazmak gerçekten de eşsiz bir rutin, bir kehanet belki de ve bir sonraki satırı tahmin dahi edemediğimiz.
Bu, gerçekten de yürek işçiliği bu yüzden yürekte ve zihinde ne ise kayıtlı, bir bir gün yüzüne çıkıyor aslında çıkmalı da.
Olmuyor yazmadan olmuyor. Azıcık ara verdim hatta bitirmiştim kendimce.
Asla iyiyim, deme hakkım yok ki olmamalı da işte bu yüzden en çok kendimi ve yazdıklarımı sorguluyorum zira bilginin ve duyguların sunumu yine sonsuzluğun minvalinde.
Mademki yeterli değilim yetinmemeliyim yazdıklarımla ve okuduklarımla zira aşkın pençesinde bir rüya görmek yazma aşkı üstelik durmaksızın tecelli eden en aykırı şarkı iken satırlara döşediğim.
Zamansızlığı rötuşluyorum amansız bir düş’ün pençesinde…
Düş özürlü olmayı dilerdim öncesinde,
Kayıp bir sandal misali
Her imgem çıkmışken ayyuka,
Sezilerin ritminde bağnaz bir güfte olmak adına mı olmalı
Yoksa tüm serzeniş?
Yine vakıf olduğum tanrısal bir dokunuşu nasiplenmek
Bazı bazı mil çektiğim ömrün kaygan gözlerine:
Kaykılmışlığım gün gibi aşikâr,
Yaraların da yaren bildiği bir güce emsal şu yalnızlığım:
Arıttığım gölgelerde nasiplendiğim bir gün nazarında
Gümbürtüye giden ölümlü sevdalarım…
Hırkasını giyindim yine
Terennüm yüklü miladımın da öncesi
Doğmamamışlığımla rest çektiğim bilinmezin
Kaypak siluetinde
Bir fani tadında mı olmalı sevda?
Bir gün var bir gün yokmuşçasına,
Hele ki sivrilen yetilerimin girizgâhında
Bir de üstünü örttüğüm güncemde saklı tuttuğum
Meşrebi yitik peşrevi şiirin,
Sandığımdan da öte sanrıların olmazsa oluru
Pekişen bir hüviyet yine müzmin hüznün de
En aykırı müridi
Üstelik bir gölge kadar kayıtsızlıktan almışken payını
Hatta ve hatta devinen rotasında
Dinginliğin de özleminde
Dirilmeyi temenni ettiğim bakir bir yürekte
Saf tutmak adına
En aykırı aşkı kayıp belleyip de
Kaybolmaların tadında nice gel-git
Hani olur da;
Bir gün biter bu özlem…
5.0
100% (13)