2
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1118
Okunma

Zayıf olsa da bedenim
Sağlığım yerinde
Cildim temiz ve parlak
Sayende çok şükür
Aşk ile inanç ile
Yardımıyla dostlarımın
Kendimi toparlayarak
Kanseri tümüyle yendim...
Yerinde zihnim bedenim
Aşk olmasa
Değmese doktorun eli
Olmasa güzellikler
Kimse sevmeseydi beni
Biter miydi ki derdim;
Kavanozda turşu gibi
Erir çürür giderdim...
İnanmazsınız belki
Arıkuşları uçuyor şimdi
Evet şu an,
İşte şimdi, geceleyin
Onların da rengârenk
Düşlerime gireceği
Ölümsüzleşeceği varmış...
Ve ömrü herkesin
Hayâllerin genişliği
Düşlerin
Uzadığı yere kadarmış
Ve iyi ki aşk varmış
Aşk varmış sevgili...
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 23.29
İN VE CİN
Yokluğun ağır bastığı
Hasretin çığır çığır
Her gün yeni
Oylumlar açtığı
Çekilmez bir zamandı
Islanırdı baş yastığım...
Aklım uçar gider
Beynim darmadağın
Esintisindeydi
Amansız kasırgaların
Tayfunların, hortumların...
Tufan denizini geçtik
Gagasında
Yemyeşil bir zeytin dalı
Her sabah bana
Bir beyaz güvercin...
Oysa gerçekte
Kimse görünmüyor ortalıkta
Top oynuyor
Yüreğimde in ve cin..
Peki
Sen Hanya’da ben Konya’da
Şu ufuktaki
Çiçekli kır bahçesinde
Oynayan çocuklar kim
İnip kalkan tahterevallideki?!
Ya o akasyalar açarken
O ağacın altında
Dönüp bana bakan
Açan monolya, ful çiçeği?!
Hâlâ yürek yakan
Baharla burnuma tütensin
Düşlerim boşluğa asılı
Sen uz/ayda yitensin...
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 22.49
EGO TRENİ
Kimisi çok yavan
Kiimisi çok kakavan
Kimisi de nadiren
Haklı olarak tavan yapıyor
Ego işte bunun adı
Dağdan düze
Düzden doruğa iner çıkar
Bir Edirne bir Van yapıyor!..
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 21.49
Gülümseyen Esintiler :
AŞKHANE
İtiyor beni itiyor
Ayağım çekmiyor sana
Aynı kutuplar gibiyiz;
Bir adım gitmiyor sana!
Benim seni sevmem için
Arada terslik olmalı
İki kişilik bir oda
Aşkhane derslik olmalı!
Seviyorsam için için
Cahilim ben sorma niçin
Belki suçun hepsi senin
Belki de tek benim suçun!
Nedir ki beni küstüren
Ders ver bana aşk üstüne
Gel sen aşkı öğret bana
Kaşın gözün başüstüne!
Güzel olmaya güzelsin
Kendi halinde gezersin
Sebebini bilen yok hiç
Bilmem ki niçin üzersin?!
Yaz doktor yaz bir reçete
Al şu ilacı kulan, de
Aşk derdine ilaç olsa
Kel başa sürer bunu, de!
Yaz aşık yaz bir reçete
Yoksa kâğıt, al peçete
Yoksa ilaç bana yollan
Kapkaranlık bir gecede!
Geceler derdime ilâç
Ellerim eline muhtaç
Gecelerce yıldız yıldız
Gözlerinden düşmez bu taç!
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 21.27
MİNAREYİ ÇALANLAR
Üzgünüm, hem de çok
Artık minaredeki ezan sesi
Hiç güzel şeyler anımsatmıyor
Sessizlikte şiir benim ibadetim...
Oysa benim dedem de bir imamdı
O Kuran alıp eline, Allah satmıyor
Kimse üzülmez
Kuran öğretirken çocuk düzülmez
Çoook çok eski bir zamandı?!
Nerede şimdi o günler
Minarenin kılıfı var
Kurslar kurs olmaktan çıktı
Çocuk düzme sınıfı var...
Ey sapık, sabık imam efendiler
Ben sizleri duyuyorum
Sizler de beni duyun
Ya hiç ezan okumayın
Ya da çocuklara bir daha dokunmayın!
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 20.08
B/AĞLAMALAR
Dört bağlamam var elimde
İkisi dut, biri maun, biri ceviz
Hepsinin de özelliği
Birbirinden farklı
Biri re’den kesme
Biri yaprak, kısa saplı
Birinin teknesini dedem oymuş
Öyküsü de sapı gibi uzun, dut...
Birinci varken ikinci
İkincide üçüncü
Üçüncüyü aldığımda
Dördüncüsü yoktu...
Fakat en sevdiğim
Son aldığım bağlama
Ceviz ağacından oyma;
En güzel ses
En güzel işçilik
Estetik, zerafet onda
Sapında nokta nokta
Sedef kakma!
Hükmü kalmadı diğerlerinin
Asılıyor duvarda
Eski sevgililer gibi
Adı yok kendi var
Kendi yok adı var da?!
Son aşkım gibisin ceviz
Ağlama ağlama
Düşmüyorsun elimden
Dilimden hiç
Bilemem artık seninle ben
Kozlarımızı nasıl üleşeceğiz?!
Şaban AKTAŞ
28.04. 2017
HEM VAR HEM DE YOK KAPISI
Bana verdiğin hüzünü, başka hiç kimse veremez
Gördüğüm kadar yüzünü, başka hiç kimse göremez!
Dolgun buğday bir başaksın, bırak gözümden yaş aksın
Göğe erdirsin yeşertsin, sana kimse el veremez!
Sana açık tek kapısı, hem var hem de yok kapısı
Güle benzer aşk kokusu, başka bir çiçek veremez!
Yürek dediğin bu yapı, topu topu tek bir kapı
İçimde hep o gül koku, b/aşka bir çiçek giremez!
Şaban AKTAŞ
28.04.2017 - 13.14
AŞK SARNICI
Gönüllere aydınlığın, aşk güneşi oldu şimdi
Yâr hasretin, yağmur bulut, gözelere doldu şimdi
Hasrete düşen ne yapar, yalnız düşer, yalnız kalkar
Aya bakar, güne bakar, tam yirmi yıl oldu şimdi
Aşk zamanı öldürüyor, gül ömrünü solduruyor
Yaşla gözü dolduruyor, aşk sarnıcı d/oldu şimdi
Sen bu yoldan geçmiyorsun, eğilip tas içmiyorsun
Her gelene geç diyorsun, yağmur başa kaldı şimdi
Aşkın yolu kervan yolu, kervan kervan ipek dolu
Saçında yol uzuyor mu, aşk bir tarih oldu şimdi
Her yolun bir yolcusu var, yolcu/su var, hancısı var,
Kervanı bir hancı sular, sancıların yoldu şimdi
Gözlerin sarnıç çukuru, geçilmez yollar kupkuru
Aşkım var sana dupduru; göz göze göl oldu şimdi!
Göz gözü çeker söz sözü, ateşle su aşkın özü
Aktaş’ın boş kalmaz gönlü; gözüme gül doldu şimdi!
Çöller de göl oldu şimdi
Çöllerde gül oldu şimdi..
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 10.13
Bazıları sadece esin perisi olarak yaratılmışlardır; isteseniz de dokunamazsınız!
ş.a.
UZUN HÜZMELER
İstemez miyim hiç
İsterim elbet
Senden bir ses
Bir sessizlik
Sessizlik içinde
Gıpta ile gülümseme
Yine yüz yüze
Gelebilsek keşke?!
Belki bu yüzden
Sönmedi hiç
Yaktığın uzun farlar
Baktığın uzun uzun,
Yanık bıraktığın
Hüzmelerin
İçten ve derin
Gözümü süzmelerin,
Yerleşti içime
Kaş göz
Kirpik kirpik
En güzel dikenlerin...
Şaban AKTAŞ
28.04.2017
EL İNSAF
Yok bu pezevenklerin insafı
Gericileştirmek için insanları
Bir numaralı yazar oluyor
Bir anda,
Okutuluyor bedava, herkese
Beyinsiz gerzeklerin en safı,
Onun için
Hiç kulak asmıyacaksın
Yoksa sağırlaşıp
Sığırlaşırsın giderek,
Tıkayacaksın kulağını
Yüksek perdeden her sese!
Şaban Aktaş
28.04. 2017
HÜZÜNLÜ BELKİLER
Bir yudum sevgi
Her canlı sevilmek ister
Her insan gibi...
Sevgi doğamızda var
Sevgi duamızda var
Belki de o yüzden
Karlı dağ gibi
Başımızda
Dolanıp duran şu Nisan bulutu...
Belki de bu yüzden
Kurudu mu toprak
Kurur insanın ruhu
Dökülür yaprak yaprak..
Belki yine işte bu yüzden
Yağmur duasına çıkar insanlar
Kurumuş dere yataklarından
Çakıltaşları toplayarak...
Demek ki
Suda yıkanmış taşın da bildiği var
Ağlayanın yaşını sildiği kadar,
Acaba hepsi bu kadar mı
Yoksa daha gerisi var mı?!
Görüyor musun şimdi
Nasıl hissediyorum kendimi?!
..
Peki bunların hepsi
Senin bana öğrettiğin
Hüzünlü şeyler değil mi
Hüzün göğe çıkan bulut
Yere düşen yağmur
Kaybolan yüzün değil mi?!
Belki o belki bu belki şu
Hepsi bekleşiyor mu
Hepsi birden
Yağmurla denkleşiyor mu?!
Yağ sevgili yağ
Yağ ki her yan bağ olsun
Yağamayan aşk
Yanardağ olsun!...
Şaban Aktaş
28.04.2017 - 09.30
4. MURAT BOZUNTUSU
Hey 4. Murat bozuntusu
Çal, yalan söyle döv, ceza yaz vur öldür; nasıl içmeyim lan?
Her görevli kendine yapacak bir iş bulur, varlığından haberdar olunsun?!
STERİLİZASYON
Yaz günü Temmuz Ağustosun
Bunaltan sıcağında,
Tepeden tırnağa
Ferahlığı serin suyun
Duşun altında çırılçıplak
Arınmışlık duygusu!..
Anadan doğma
Ağız, buru, dil
Çalkalanmak sularla tertemiz
Derin mavi göle dalmak
Hep seninle kalmak
Çok tatlı bir doyumsuzluksun...
Aşka benzer biraz bu
Sevgili, farkı şu,
Yıkar iken sağanak hüzün
Gözyaşı ılık ve tuzlu
Damla damla ikisi birden
Arındırır tini, teni
Senle beni;
Benliğimi kirden?
İliğiğime kadar işleyen su
Huşu içinde sırılsıklam
Aşkla sana
Minnetle sana şükran duygusu...
Aklında bulunsun;
Su ister sıcak
İster soğuk olsun su
Aşk yakar, gözyaşı yıkar
Aşk ile ateş ay’lı kapıya
Hasretle su iki ay’rı gözden çıkar...
Sen hiç uyuma
Aşk ölümsüzdür
Gözlerini hiç yumma
Güneş bir batar bir çıkar
Senin de benim gibi
Gözlerin iki; ay ve güneş
İki iken bir sevgili; ay güneş ve su...
Şaban Aktaş
27.04.2014
Sahtekâr değiştirmez niyetini,
Yetmez yalvarmak Tanrıya, Ödemek gerek diyetini!
Ş.A.
Asker kaçağının adı Mert, yalancının soyadı Güven!
Haydi gel bu ülkeye güven!
Asla!
Ş.A.
Ey aşk sen nelere kaadirsin. Ateşinle doyur beni!
Ş.A.