4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1635
Okunma

Çıplak tenini sahte gülüşüyle kapatıyordu
Gözlerinden damlarken acılar
Hafif bir gamzesi vardı sağ yanağında
Burnunun üstünden yukarı doğru
Uzanan kahverengi çilleri masumuz diyordu
Biz Masumuz
Mavi gözleri ağlamaktan
Kırmızıya esir olmak üzereyken.
Bir cetvel adı eline
Hayatında ki yanlışlarla Doğruları
Ölçmek için yeter diye
Düşünmüştü
Oysaki ona lazım olan vicdanındaki
Tartıydı ve kefeleri kocaman olmalıydı
Aslında güven denen şeyi bir türlü dengeleyemiyordu
Evet, suç onundu neydi ki bu güven denilen his
Neden herkes onun karşısında onu yıkmak için
Çabalar
Neden herkes güven denen şeye düşmandı
Aslıdan bir zırhtı o bahsettiği adını güven koyduğu his
Yaşanmışlıklar, kafasında yarattığı kahramanlar
Hep onu hayal âleminden uzaklara sürükleyip
İstemediği kıyafetlere büründürmeye çalışmışlar
Ve belki de onu çıplak bırakmak istemişlerdi
O onların pelerinleri olduğunu
Başı sıkışırsa uçup geleceklerini
Hatta beyaz bir atları olduğunu
Her dara düştüğünde elinden tutacaklarını düşünmüştü
Duygu girdaplarında savrulacaklar masallardaki aşklar
Yaşanacaktı fikrince
Belki de unutamadığı hayatının aşkını
Onlarda yaşamak istiyor
Onlara rolleri kendi biçiyor
Replikleri o veriyordu kahraman sandığı
Figüranlara
Onlar belki de satranç tahtası hayatının
Birer piyonlarıydı
Çocukluğunun kurşun askerleri.
Yâda çok özlediği ama hiç seviyorum diyemediği
Baba figürleri..
Kafası hayli karışıktı bu kesindi..
Tuhaf da bir huyu vardı
Gizemli olmak hoşuna gidiyor
Seçme hakkının kendinde olduğunu
İncitecek şekilde ortaya atmaktan çekinmiyordu
Fakat cesaret denen şeyin özgüven ürünü olduğunu
Yaşadıklarına rağmen öğrenememişti
Gizlediği şeylerin daha da farklı olduğu
Olgusu gün gibi ortadaydı
Aslında o inzivayı seçmiş yaşlı bir prenses
Ve belki de satranç tahtası hayatının
Emekli veziriydi...
Gitme diyebildi dudaklarını hiç kıpırdatmadan
Ama kaçınılmaz son kabulüydü
Giden gitti satranç tahtası devrildi
Vezir düştü
Piyonlar üşüştü…..
Sevgimle kal….
5.0
100% (6)