Dağılan hülyalarımın gül kokulu çiçeği
Seni beklemeye dayanır mı bu yürek
Nasıl sensiz olurum unutmam asla seni
Bilemem bilemiyorum sevgilim

Gözlerin bir tutku ki bende
Nasıl vazgeçerim bilemiyorum
Unutmak mı? Olmuyor sensiz
Hiç mi hiç ayrılamam senden
Nasıl istiyorsan öyle hatırla

İstemez babam görmem der annem
İstemeyecekler Allah’ın emriyle
Biz Kürşat’ın torunlarıyız
Atarız atımızın terkisine aşarız dağ bayır
Bir ocakta biz tüttürürüz
Anam babam kızmayacaklar artık

Ferhat’a dağı deldiren bu aşktır mutlak
Bilmiyorlar kara sevdayı
Âşık olmak neymiş anlayacaklar
Elbette bağırlarına basacaklar
Çatık kaş, kömür gözlüm,
Elma yanaklım, dudu dillim
Hatırlarım duygu dulu hislerini
Gelinlik sana has ay yüzlüm
Yüreğinde ki sevdayı anlayacaklar
Fedakârlık neymiş görecekler

Anla artık son Ferhat’ı
Anla artık son Kürşat’ı
Anla artık çöl Mecnun’unu
Leylam benim…..
Kaşları yay gibi Leyla
Kirpikleri ok gibi Leyla
Kömür gözlü dilberim
Gel artık eridikçe eridim
Vurun abalıya misali askerlik
Tatlı bela misali taşıya biliyorsan
Biliyorsun bir gün ayrılık
Değmesin eline namahrem
Sevenin dileği ol bekle bir tanem
Yalnız benim ol dileğim budur Allah ‘tan
Anla beni dava arkadaşım
Kürşat kanunu bozkır töresi
At terkisi genç kızların hayeli
Ardında iki velet dünya süsü
Ve nihayet sonunda birde kefen örtüsü
01/11/1994 Arşiv