7
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1787
Okunma


,
,
,
yol uzun , yürümekle varılmaz
salacakta sol yangılar ,sisli boğaz
martılar bile eyvah dercesine üzgün
yol derin ha düştüm düşecek gölgem
bu şehir ölüm kokuyor
sokakta elinde ekmekle düşen cocuklar
yol kışkanç yürek sevgisi ağır yaralı
devlet bulamamış kayıtlar silinmiş
cocuk olamaz yüreği mis ekmek telaşı
taksimde sisli bir yağmur ıslak
binlerce yürek ve bir orman kenarı
yol uzun ağıtlar var
,
,
,
bir karınca bir kedi boğulmaklı
yol ayrı şancı topluluk hep haklı
bir bakış bir yangın yeri
yol siyah kanatları beyaz özgürlük direnişi
kahveler ise bos fincanlar kırık lekeşi
imdat eder kuşların gagasında neftun dünya
yol yalnız doğru cıkar
cıkarsızca sürülmüş umudun ümütleri
bir gömlek bir kopek dişi beyaz kıravat endişeli
yol uzunun omuzları kısa capı eğri
,
,
,
köprüler üç beş serit
kavgada kaybetmek yiğit yumruk
alacağız rovansı maç üç kisilik
bir müdür kaldırımda santim yükseklik
yol geniş her yer beton pisliği
alaca bir gece üş kişi bir yetim gözlüğe
bes oldu on oldu insanlık öldü o yaşıyor icimizde
satırlar duvarda cocuklar sokak kenarında salıncak rüyasında
yol dar bakış eğri düşüncede sağlam dargınlık
ölüm bu sehre indiğinde
galatada sela sesleri
vapurun düdüğünde acının bedeni
,
,
,
kefal bakışlı üç izmarit
bir neşter keşeyi ayrılık
üç dipsiz üç atom eriği
bir kazırga bir yürüyen ikili
yol durma gitme kenara
paslı alınteri kirli ayakkabıda delik
titrer kırılınca emanet y-ürekler
sesin gelemediği özgür bekciler
yol umudun kenar payı
düşen gönüllerde bir ahın pervazı
icimde bir coskunun ağır imtihanı
ne gitmek biliyor yol nede sağ kalamayanlarla
bir mezar kazıyorum kendime birde kedi gülüşlerimi
acıyorum bedenime kızıyorum kalp dengime
yol amaçsız ucurum
her gördüğüm benden büyük
acılarıma bir şandal kıralıyorum
biri ölemen diğeri ağlatıyor
yol ayrılık sefasında bir türkü
yalnızlık kadar kücük sevgi kadar ac
,
,
,
yol yalnız insan doğru duygu güzel göz
sinirimin en taze meyveleri
siyah armut pembe portakal endeşeşinde
hiç bir şey umurumda değil ha vazgeçtim ha deriyim
balıkcılar baygın bağırtı sesi
ücü beş kilo tonlarca ümit
yol köprü üstende bir cocuk caycı
bir lira abi gözünü sevem sıcak dikkat eyle
bir kaç sivil nedir düşen ne olmuş erkenden
bir adam dik yüreğinden atmış kendini serin duygulara
gitmiş yolu zeytin burnunun viraj rıhtımına
yol ağır ben kücük sehir ölüm kokuları sarmış
gitmem gerek istanbul...
balıkeşir beni bekler bir ev bir siyah kedi bir taka sesi
bir özgür birben hasta bir öksürük bir siyah yalnız telaşında
bir araba bir ben çeşet ayağım kırık onurumun boynu eğri
,
,
,
yol uzun gece
ben gündüz ayrı hece
gölgemde binlerce
her gün aynı bilmece
yüzüm özümde erkence
başım el,elimde delirince
bin ah bir güzelce
yol her gün bitmece...
,
,
,
5.0
97% (28)
4.0
3% (1)