Bir kedinin başını oksadığında mutlu olabiliyorsan eğer...
Bir türküye hala gözlerin dolabiliyorsa..
Gülümseyebiliyorsan bir sabinin gözlerinin içine baktığında..
O sevgili aklına geldiğinde,
kalbinin ritmi kulaklarinı zorluyorsa..
Ekmeğin buğusu,
mesela reyhan kokusu..
Aliyorsa aklını basından..

Bir dost selamı,
vakti seherde kuş cıvıltısı..
Yağmur sonrası seni cagıran toprağın inleyen sesi,

Sonra Karadeniz’in gem vurulamaz hırçın dalgası,
Fırat’ın Dicle’nin koynuna ölmek pahasına girme hevesi..
Sonra Mezopotamya’nın mağrur duruşu..
Mardin’de Deyrulzafaran’da bir akşamüstü..
Nemrut’ta gün batımı..
Marmara’nın ortasında bir gelin edasıyla süzülen güzelim kızkulesi..
Kapadokya’da içini titreten sabah rüzgarı...
Şanlıurfa’da sıra gecesi,
Gaziantep’de bakırcılar çarşısı,tahmis kahvesi..
Mesela sevgiliye sarılırcasınai sarıldığın memleket gibi..
Aklına geldiğinde göğsünden birseylerin koptuğunu,costugunu duyabiliyorsan eģer..
Hala yaşamayı mübah kılan birşeyler var demektir..

Şimdi kaldir başını,
Göğe bak,varsa denize..
Ruhuna dokunur gibi
koynuna sokulur gibi bak sevgiliye..
Bir şiir oku,bir türkü söyle...
Ister tütün sar yada bir sigara yak..
Durma hayatın gözlerinin içine korkmadan bir daha bak...
Aldırma ardında esaslı kac elin var olduguna
Taputunu taşımak için 4 kişi kafi..
Kimsen olmasa da mutlaka yarenlik eder birileri..

durma gülümse şimdi..
(Bugün günlerden umut)