4
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
1232
Okunma
Sıvışıp kaçmak yetimliğin yetisinden
günden güne kimsesizlik sarıyor dört bir yanım
yapayalnız kırlarda açan üç beş çiçek dalında
şehirler arası terminalde tek yolcu nisbetinde
olmakla olmamak arasında bir yerde duruyor
karanlık bir gecenin yıldızlarında o handikop!
hayır hayır başka türlü olmayacak
kıyım bu kıyılara vuran yalnızlık
güneşin agoradan doğuşu biteviye
eski bir şarkıyı bıraktım dudaklarında
aldığım her nefesin sayısı kazılı alnının ortasında
biliyor musun
unufak kalbimin her köşesi..serseri
sürsün kimsesizliğin sefasını bu deli gönül
susturulmuş şehrin ağızları
üstü örtülü ödenek bütün yalanlar
dudaklarına kan oturmuş dağların
mor halkalı gözlerinin içi kan çanağı
dağıtmıyor efkârımı avutmuyor beni
şu kuru esen yel
çürümüş otlar misali yürekler
akşamın gölgesinde
uzaktan geçen bir vapur düdüğü uyansın
uyansın bitsin artık
hiç uyanık olmadığımız kadar uyansın toprak
ve insanoğlu
bu nisanda bu bahar sevmeleri unuttuk
unuttuk başlarını okşamayı çocukların
dokunduğumuz herşey metalik, kozmotik
kozmopolitik
hiç bu kadar demiri sevmemişti
hiç bu kadar plastik değildi sevmeler tapırmatik
hiç bu kadar sarmamıştı ortalığı becillik bencilik
hiç bu kadar kendini sevmemişti insanoğlu
hiç bu kadar kölesi değildi eşyasının
evler çöplük
eşyalar çöplük
hiç bu kadar genetiği bozulmamıştı trik trak
ölümcül;
paydos herşeye erikler çiçek açtı
ıhlamur yaprakları uyandı
ya bu kış neyin nesi;
uzakta yürüyen arabalar
gökte uçan metalik kuşlar
çıplak
şımarık insanoğlu
paylaşmak nedir bilmiyor hep bana hep bana rabbena
ölçüyü kaçırdıkça
tüm evreni kendinin sanıyor kış kıyamet
halimize gülüyor saf yaban gülleri
saksıda kurumuş bir fesliğen tohumları
patladı patlıyacak..
nedir bu ısrar; ummanı saran şatafatlı yalnızlık... hiç ruhumda ihtiyalamıyor..
nasebep... sonuç tahtadan bir tath!!
gülümse;
Nurten Ak Aygen
19/03/2017
5.0
100% (22)