14
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1107
Okunma

İflah olmaz dünlerimin yengisi var derinde,
Delip geçenlerin özlemi olsa da beyhude
Ve bir de demediklerime kefil olduğum
Satırlara özlemim var,
Boğulmaların göreceli sağanağında,
Küpeştesinde yüreğin ağdalı söylemlerin de
Beratını vermişken Tanrı,
Kudretinden nasıl ki sorgu sual olmazken…
Densiz bir cümle farz et beni:
Öyle ya, toynak bir kelamda,
Çetrefilli bir yüklemde
Saklı tuttuğum benliğin tezahür eden gölgesine
Kondurduğum son busede,
Kanatlanan yüreğin de penceresinde
Seken serçe misali,
Ömür de sekmelere dair bir terennüm nasıl olsa.
Tanımsızlığın seyrindeyim
Bir de eremediğim mertebenin hazin çağrısı:
Dengi dengine çığırtkan kuş misali
Bir nebze de olsa tünemeyi dilediğim o sevda masalları:
Hani kayıp güzergâhımın çıkış noktası
Yine kerelerin kereveti,
Densizliğimin seyri belki de;
Nazarında yarım bir güfte,
Debelendikçe dibe çeken yüreğin sitemi.
Arz ettiğim ne ilk ne de son;
Yalıtılmışlığın kebiri mi yoksa
Şeceresi kayıp o günce:
Malumatım yok, dercesine varlığın tınısı,
Yoksun kılındığım bir sevdanın da
Müptelası iken;
Ezkaza;
Engininde debdebeli ömürlerin;
Kıyısında ölümün;
Yankısı olsa olsa iç sesimin
Bilfiil konuşlu boşluğa;
Birazdan tehir ettiğim mutluluğa
Resti çekmişken evren;
Gönül gözümden hallice be kâfir,
Sükûtun dillenen niyazına da yüz sürüp
Çekileceğim köşeme günün yirmi beşinci saati.
Hayli patavatsız bir iklimim belki de;
Sağalttığım kadarıyla acıları;
Gölgeleri de kovmanın verdiği huzuru
Bir de kayıt altına alınsa şu yüreğin maruzatı
Çat kapı gelmeden son,
Varlığıma dirayet yükleyen bir kelamda
Yanık sesi onca özlemin.
5.0
100% (23)