Bana bir şeyler söyle,
Neden susuyorsun?
Yüreğindeki o kutsal sözü dillendir,
Gözlerimin içine baka baka,
Ciğerimi yaka yaka,
Tut elllerinle beni yaka paça,
Yalvarırım biz kez olsun,
‘Seni çok seviyorum’ de,
Hayatımda olsun,
Son kez olsun,
Beni neşelendir...

Yoksa dile mi düşersin?
Dünyanın sonu mu gelir?
Taşa mı tutarlar seni?
Canından mı olursun?
Uğursuzluk gelecek diye,
Tılsım mı bozulur?

Bana bir şeyler söyle,
Söyle de, ne söylersen söyle,
‘Sevmiyorum seni’ de,
‘Git başımdan’ de,
‘Baş belasısın’ de,
’Seni gördüğüm güne lanet olsun,
Nereden karşıma çıktın uğursuz şey... ’ de.
Ne dersen de işte,
İstersen benden nefret et,
İstemezsen, başından def et.
Bak kapandım ayaklarına,
Bir tekme de sen vur,
İstersen al beni al aşağı et,
Et de, ne edersen et...

Bana bir şeyler söyle,
Suskunluğun nereye kadar sürecek?
Kalbin ne zaman muradına erecek?
Hiç olmazsa kendine güzel bir şeyler söyle,
Ya da hayal kur,
Olmaz da, haydi oldu diyelim,
Oturup bir köşede konuşuyoruz,
El ele sahil kıyısında dolaşıyoruz,
Ne bileyim işte, gülüyoruz, oynuyoruz,
Dünya umurumuzda değil,
Savaş filan mı çıkmış,
Bir yerlerde deprem mi olmuş,
Yine trafik kazaları, yine terör,
Bitmez ki kadın cinayetleri,
Ne olacak bu memleketin hali,
Kış da çok çetin geçiyor,
Bize ne...
Çok mu ileri gittim ki,
Afedersin...
Sen varken, her bir şeyi unuturum, bağışla...

Sen iyisi mi unut bu saçmalıklarımı,
Duymadın, bilmiyorsun hiç bir şey,
Benim yaptığımı yap,
Kendini sev,
Çok sev ama,
Hep sev...
Yeter ki yürekten sev,
Ne kadar seversen sev,
Yine de kendini,
Benim seni sevdiğim kadar sevemezsin...

Bana bir şeyler söylemeyecek misin?
Bu suskunluktan sonra ne denir ki başka,
Canın sağ olsun,
Kal sağlıcakla,
Sen sağ,
Ben selamet...


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
16 Eylül 2012 Isparta