0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
772
Okunma
Hele bir ses verin ötelerden…
Ellerinizden sıkayım gecenin bu dar vakitlerinde.
Kaybolmuş akıllar ülkesindeyiz, karanlık çökmüş üstüne
Hadi bir ses verin de ışısın gecelerimiz....
Cesaretimiz olsun gücümüz, aydın olsun günümüz
Balyoz gibi insin yumruğumuz, merhametsiz bağnaz yüreklere.
Hadi bir ses verin ötelerden…
Nicedir altüst oluyor yer yüzü… ve biz.
Dinmez denilen fırtınalar dinsin artık.
Umudlar yeşillensin, filizlensin, tazelensin yeniden
O, yüzler, o, yüzler, dost sandığımız; ah o, yüzsüzler.
Düştükçe aklıma öfkem; kudurturbeni, dizginleyemem
Hüznünü omuzlarım gecelerin, kıvrılırım koynuna
Sırrına ererim varlık ile yokluğun, lakin söyleyemem.
Kederdir içimi kemiren.
Solmuş bir çiçek gibi; savurdum attım kendimi.
İzini sürdüm izbelerin, dolaştım diyar, diyar
Karanlıklarında, kayboldum akşamların
Öfkeler koyarım masama; okkalı bir yumruk ve ciğerini çıkarırım gecelerin
Lakin tireyen bir ışık gibiyim; ürkek, ha söndü, ha sönecek.
Beni kim yazıp çizmiştir böyle, hadi söyleyin? Yoksa ben mi?
Eğer öyleyse kendime itirazım var, yazana da.
Yüreğimden damıtarak dolar, kalemimin mürekkebi
Öfke kusar ellerimden, kan damlar ucundan; yazarım çizerim.
Zayolmuş yıllarım, yıkılan hayallerim, damla damla eririm.
Ben sabahların kırgın adamı;
Akşama dönen bir öfkeyim.
Eski bir elbisenin ütülenişi gibi canlansam da yeniden.
Eskiyim işte.
Böyle aksak duyguların arkasına saklanır yürürüm.
Yürürüm; lakin bütün sokaklarım çıkmaz.
Köşe başları fiyaka, kahveler gürültü, Pazar yerleri kahkaha
Ben; vakitleri kaçırdım, adam akıllı oldum, geri gelmez bir daha
Son tiren de kalktı, son yazlar da gelip geçiyor üstümden.
Ayaklar yorgun, dizler yorgun, düşümcelerim yorgun
Sadece düşlerim götürür beni ve getirir ötelerden.
Ayışığını beklerim, gölgemi yutarım geceleri
Poyrazlar vursa da üşüse de yüreğim aldırmam
Yarasalar uçurdu beni, ağır geldi sırtıma vurulan mühür.
Gömleğimden bir düğme koparır gibi çekip giderim demiştim ben
Bakın işte çekip gittim, lakin döneceğim eyvallah
İşte o son yazdı, Spil’ e yasladım sırtımı, hala buradayım.
Aldığım nefesler göğsümü acıtsa da, dolaşırım bu dağın eteklerinde
İşte ben hala buradayım ve hala yaşamaktayım
Ekrem SAYGI
11.03.2017 Manisa