23
Yorum
40
Beğeni
0,0
Puan
1258
Okunma

dokunmayın bana
ince tülden nazik kanatlarım
güneşle rengi güneş, denizle deniz
yaprakların arasında yemyeşilim
bir kurttan daha yeşil
ağaçtan güçlü
takılmasın bir dikene, yele, öfkeye
o savruk kanatlarım kendi rüzgârında mutlu
çiçek çiçek umutlarla dolu göğsüm
havam yerinde benden yükselirken
biri dokunup yere çalmazken özgür
özgür bir dünya var sayarım
bir prenses edası var bende elifim düz
kıvrılmam beye paşaya, kanadım ince
sevdaya düşen benekler var orda
saraydan çıkar gibi çıkarım kulübeden
kır çiçekli bahçem yeter de artar bile
rüyalarımı süsler bir çiçeğin açması
penceremin önünde
görürsün önünde balerin kollarımı açtığımı
ince ayaklarım ritminde müziğin
kaç kez dolaşırım üstünde dünyanın
iyi güzel kötü çirkin vahşi yumuşak
ne varsa yaşanan çizilir kanatlarıma
kırar putlaşmış düşünceleri
yere değdiğinde kanadımın ucu
yere değdiğinde kanadımın ucu
dokunmayın bana
benden havalandım ben beyaz bulutlarla bir
arkama almışım güneşi, dağları, yolları
hem arasındayım insanların
hem bakıyorum kuş bakışı
öyle inciniyor ki düşlerim bazen
bakışlarında şimşekler çakınca
göğün, sevdiğim adamın
üstesinden gelirim diyorum bu narin kanatlarla
üstüme yuvarlasalar da dünyayı..
01. 03. 2017 / Nazik Gülünay