2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
907
Okunma
Kim bilir
Belki ölümün rengi için çok gencim,
Yaşamak içinde çok geç kaldım kim bilir?
Unutulmasını dilediğim bir kitabın arkasına saklandım
Yazar beni anlatıp durdu bu kitabı okuyan var mı kim bilir?
Üzülmenin en derin manası;
Sokak lambalarının
En güçlü ışıklarını verdikleri anda yer etti gönlüme...
Üzülmeye hakkım var mıdır
Kim bilir?
Sokaklar birer canavar olmuşken
Ruhuma kök salmış karanlık
Anıları canlandırıyor
Ve umursamıyorlar kanayan yerleri mi...
Umursayacaklarını düşünüyorum kim bilir?
Zamanın boynuna bir ip bağladım
Bir ucunu da sıkıca bir elimde tutup
Sürüklemeye devam ediyorum
Belki de yaşamayı bundan ibaret sanıyorum
Kim bilir?
Sürünüyorum dostlar, annem ve babam
Acıyor tenimin toprağa değen yerleri,
Kanamalarım hakkını veriyorlar cezalarımın...
Ağlıyorum ama belki ağlamıyorumdur kim bilir?
Uçan kuşlara sorun beni en çok...
Hangi gecede boyamışım gökyüzünü kan kızılıma
Onlar iyi bilir...
Daha iyi bilen vardır kim bilir?
Aklım kızıla boyanmış,
Toprak kızıl, ellerim kızıl
Ufukta kendini gösteren güneş kızıl,
Şehir şuan yaşamakta kızılı...
Kızıla aşık mıyım kim bilir?
Ey ölümüm, hüznüm, sokaklarım, gökyüzü kuşlarım
Ve en sevdiğim kızılım
Unutkanlık olmasın; yaşımın getirdiğini istemiyorum...
Ölmenin rengini istiyorum bu kızıllıkta
Tamda bir akşam vakti güneşin yorgun düştüğü bir anda
Ben kızıla boyanıp ölmek ve olmak istiyorum...
Yaşımın değil aklımın kızıllığını istiyorum...
5.0
100% (6)