Hayatı anlamadan geldik ve gidiyoruz
Dünü sayıp dökmekten yordu zaman celladı
Hayal denen boşluğa çok sitem ediyoruz
Her canlıya yürekten vurdu zaman celladı.

Dünya tespih çekerek umutla güne başlar
Kimi göle düşerken kimine çarpar taşlar
Aynı türler toplanır akıtır gözden yaşlar
Dokunmuş ham iplikten surdu zaman celladı.

Hesaptaki yarınlar depoları doldurur
İşi güzel saç tarar garibe ot yoldurur
Zayıf şişman karınlar benizleri soldurur
Volkanik bir ateşten kordu zaman celladı.

Hızla akan takvimi kelepçe durduramaz
Gelsin diye beklenen noktaya kurduramaz
Alet ve edavatla bir vakti donduramaz
Geç kalmış adaletten urdu zaman celladı.

İlmi tahsil yapmamış önden koşana uyduk
Dönüp de bağırandan farklı bir şeyler duyduk
Çağlayıp ummanını sanki arayan suyduk
Herkese tek soruyu sordu zaman celladı.

Varlık ortada kaldı beş para etmeyince
Hep uzlaşmak istedik gücümüz yetmeyince
Fırsatlar değerlenir ömrümüz bitmeyince
Sağ iken gömülmekten zordu zaman celladı.

20.04.2014
Ahmet Çelik
Ceyhan