Neyse diyerek susuyorum.
Söylenmemiş, mühürlenmiş sözler var dilimde
Ertelenmiş sevdalara baş koymuştuk
Senin olamayacaksam
Yürek kapını açamayacaksam eğer
Nefesin nefesime haram ise
Ne diye yaşıyoruz bu aşkı
Topraktan geldik
Yine toprağa
Geldiğimiz yere döneceğiz
Sen haram olsan da toprak helaldir bedenime

Ne zaman içten baktın bana
Gözlerine perde inmiş
Kalbin ve kulakların mühürlenmiş
Yüreğin kaf dağında başın göğe ermiş
Her şey yarım yamalak düşüncelerinde
O kadar mı aciz bakışlarım gözlerinde
Bu kadar mı küçüldüm sende
İşte üç dört kelime ile sendeyim
Duygularıma gem vurdum
Mühürlenmiş sözler var dilimde

Dik duruşum anlatmıyor mu sevdamı?
Ben ki kardelenler gibiyim
Buzların altında güneşe hasret
Öyle bir sevdaki, tarifi mümkün değil
Gönlüm aşkınla
Dudağım isminle
Gözlerim gözlerinle mühürlü
Aklım ve yüreğim benden bağımsız
Herşey mi seni hatırlatır
Nereye baksam sen mi olur
Oluyor işte
Gecenin siyahında gözlerin , dağların yankısında sözlerin

Tamah etmedim dünya malına
Ne mal ne de mülk
Seven gönülden daha kıymetli değildir
Yüreğimden yüreğine yol gider
Sevdan yollarımızı birleştiren köprüdür
Yüreğim yüreğine mühürlü…

Dudaklarımı isminle mühürlemiştim
Dolduramaz dudaklarıma bıraktığın boşluğu hiçbir söz
Sözlerim darmadağın, hiç bir anlam ifade etmez
Çay niyetine yalnızlığımı demliyorum her akşamüstü
Dinlediğim şarkıların notaları öksüz kalmış
Nakaratların ucuna yüklüymüş sevdan
Düğümlemir boğazımda adın
Mühürlenmiş sözler var dilimde

//Unutma her gidiş bir ayrılık değildir. Çünkü ne kadar uzağa gidersen git, yüreğin hala bıraktığın yerdedir.//



Mustafa KARAAHMETOĞLU
29.12.2016