3
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1171
Okunma
Bir inzivâ rüzgârı estiği andır yüzümü çevreleyen
ve itirazlarımın tekil hâlidir yalnızlığım.
Gecenin ritmini yönlendirirken şarkılar ve şâirler
ezilirken kimi yürekler hasretten
ve kimi an pişmanlıktan
yahut eyvâhlardan
bulunmazken geçen vaktin bir çaresi anılar dışında
hangi merhemi hangi yaraya kavuşturup,
mutlu iyileşirim diye yaralarımdan bian
ve o an duraksayıp düşünürken
öyle duramazken işte
düştüm gerçeklerden
tatlı geldi hayalhânemin aş(k)ı
bilsen nasıl da üşüdüğüm yanlarımdan yanıyor
yara alıyorum
ve iyileşiyorum yine
vetsüz kırgınlıkları ayıklarken çürüklerimden
berdûş bir kaderin kederini canlandırıyorum
can oluyor ve hatta can alıyorum en güzelinden
yoruluyor, duruluyorum
flu biraz daha âhval meselem
ruhum âşık inzivâ diyarlarına
solo hâl de eskiyorum yeni sözlerimde
tekliyor,
titriyorum mum alevi zarafetiyle
neşesi kayıp bir gülüş bakışlarım hayata kimi zaman
klasik düşünce küpü beynimle
kopuk ve dağılmış tesbih taneleri gibi aklım
ölümü gömüyor biryerlere
bulma yasağı koyuyorum çocuklara
hayat sonsuzlaşıyor avuçlarını
ve kına kokusunu duyumsayınca genzimde
içim de gonca bir mavi oluyor duâ
kanaması duruyor kâlbimin
yaralarım rüzgârı özleyen dal gibi
şifa bekliyor
geç olmadan diyorum sonra
bitmeden bu ezan
âmin de lüften
efsunla ümitlerimi üfleyerek
dirileyim anne
çok ölüyorum..
...
5.0
100% (23)