10
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1469
Okunma
Kıstas sunmalıyım belki de. Hazansız bir gün dönümünde, şaklaban yüreğin ifratı mı yoksa hele ki sefillik diz boyu, hüsran da kaçınılmazken.
Öfkeyle kalkmaktansa öfkeyi mimleyen bir gönülsüzlükte yok etmek öncelikle israf edilen sevgiyi muteber bir konuma yerleştirmek akabinde esefle yıkamak koridorlarında kaybolduğumuz insanlık haritasını.
Özdeş deyimler hâkim kılarken, suratı sirke satan ahkâmlar yüklerken birbirimize…
Sözün bittiği yer değil asla bilakis sözlerin kıvılcım bellendiği ve kaçışların da sonlandırıldığı…
Dünsüz meziyetler, hali hazır
Birden bire buruşup attığımız mazi iken
En ağır darbe
Yine küpeştesinde ömrün
Bir bir işkillenip yok saydığımız
Nice ceberut gölge:
Desenleri belki de yürek izinin
Hani iz bilmez yol bilmez o güncede
Saklı ruhun dağınıklığı.
Feveran etmeksizin sükutu dilenmişken
Ve sessizlik iken dillenen
En meşru mertebe
Ulaşmak gök kubbeye:
Hem de tehir ettiğimiz tüm yorgunluğu
Sırtlanmışken Tanrı,
Bizi azat eden bir bilmece sadece
Yürekten damıtılan
Yüz göz olduğumuz şecere.
Varlıksız bir mani tadında,
Sıra dışı bir tezahür yine aşk’ı ırgat bilen
Bir gönle düşmüşken yolumuz
Nasıl da fevri ve beyhude
Ruhun geri dönümsüz yolu:
Hadi, dercesine evrene
En muktedir imge,
Sağalttığımız yine de için için kan(a)dığımız.
Yüksünmeden sevmekse tüm teselli
Makbere kadar yolun var,
Demelerle eş değer
Hükmü verilen tecelli.
Öl dedim öncesizliğime,
Teferruatını bilmediğim bir hutbeye sığındığım
Tek izlek tek suret,
Asılı rehavetin batağında
Peyda olan malum sona yüklü kefaret.
Gölgemden nasiplendim ansızın,
Bukalemun imgelerde sağalttığım hezeyan ertesi
Kalburüstü yalnızlık yine eşleşen
Evrenin tek armağanı.
Bir matemdi madem,
Bir kelam bir rahle bir yürek;
İçini boşalttığım asırlarca yüklü nedametin
Görkemli vasıfsızlığı mücbir sebeplerle çoğaldığım,
Yüz görümü bir istikamette darmadağın,
Kanayan suresinde bilinmezin
Kandığım yalanlarına gülen şeytan ahkâmların.
İpliği pazarda nice beyhude tantana,
Cafcaflı hegemonyalara yüklediğim
Basireti bağlansa ne yazar, demek nasıl ki
Muteber bir tını yine dağılmışlığımın huzmesine sığıntı
Bir makamda yol vermişliği sergüzeşt bir sanrıda
Kaybolmalarımın esrarı sadece
Yüz görümü bir milatta saklı:
Miadı dolmuş mutluluğun kayıp kaydı
Evrende damıtılmış bir zerre de olsa
Varlığın hezimetinde kayıp bir yargı.
En aykırısından bir sancı tümleyen varlığımı:
Kenetlendiğim keşfi yine derinde,
Yine kerameti yitik bir tümce.
Adsız sanrı yüklü;
Bağdaş kurmuş hükmü belki de
Dermansız bir gölgede konuşlu.
5.0
100% (13)