2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1335
Okunma

Eski mısralarımda, sadece hüzün vardı
Karanlığın rahmini, bir zaviye kılmıştım
Mazim de hayallere, mutluluğa duvardı
Öyle ki rüyalardan, tiksinip sıkılmıştım
Aşkın nuru nakıştır, kulunun simasında
Hasretimin sebebi gözlerime görünmen
O kadar âşikârsın ki varlık semasında
Vallahi boşunadır perdelere bürünmen
Temaşa ediyorum, sessizce her hâlini
Kâh üzülüyorsun kâh al yanaklı gülsün
Ciddiye alan hiç yok, cemal ve celâlini
Bırak, güzelliğini görmeyenler üzülsün
Bana çiçek, gül verdin, dağların yamacında
Kurban olurum Sana, ne güzel armağanlar!
Söyle ne, ne sunayım, ruhumun miracında
Senin lütf u ihsanın, yağmur gibi yağanlar!
Huzuruna varınca bir sorum vardır sana:
Beni yarattığına birgün oldun mu nâdim?
Hakkıyla kul olmak zor cânân-ı cavidâna
Seni çok seviyorum çok ey yarân-ı kâdim
Senin kadar âşikâr olan yoktur âlemde
Zuhurunu seyrine, gayri doyamıyorum
Zerafetin barizdir açan gülde, lâlemde
Onları koparmaya gayri kıyamıyorum
Kelimeler
cânân-ı cavidân:ebedi sevgili
nâdim: pişman
yarân-ı kâdim: eski dost
5.0
100% (4)