Dinsel öğreti gereği; Bulduğuna şükret, bulamadığını da tevekkül ol bekle... Sistemin bu durum çok hoşuna gitmese, tam da istediği bu durum olmasa eğer, diyanet işleri başkanlığına, beş büyük hizmet bakanlığının bütçesinden fazla bütçe ayırır mı? Bu ekonomik çıkmaz durumlarına rağmen. Din, kitleleri bastırmak ve kontrol etme enstrümanıdır. Kadının durumu ve toplumdaki yeri, statüsüne gelince de yine sistem bu konuda dinsel öğreti, feodal zincirler, adına anane denilen ortadoğunun yoz kültürleriyle içi içe bir durumdan kaynaklı yobaz bakış açısından çok beslenerek yardım almakta. Kadın çift taraflı sıkıştırılmış durumda. Bu durumda, kadının patlayarak kendine yaşam alanı açmasından başka çaresi yok. Hiçbir erkek egemen yapılardan ve sistemden yadım beklemeksizin, kendi özgün dinamiği ile.Şiiriniz tam yerinde, güncel ve onikiden vurmuş, kutlarım.Yüreğinize emeğinize sağlık.

insanı kadın olduğuna bile pişman ediyorlar işte
ve doğduğuna, doğurduğuna..

kadın erkek eşitmiş güya bi de, kim dediyse artık(?)
nerde hak, nerde hukuk..
erkek kötüye yorumlanan birşey yaptı mı, sırtı sıvazlanır
(erkek ya hani, elinin kiri ne de olsa ayakta alkışlanır)
ama kadın yaptı mı, en âlâ .....(anladın sen)
niyesini nasılını sormaz kimse..yaftayı yapıştırıverir alnına..

neyse şairem, lafı da uzatmamalı
o sandıkta çürüyen sözlerden biri geldi aklıma, söylemeden de edemeyeceğim,

-erkek milleti değil mi, topuna kibrit suyu..


sevgimle hep..

"kaburgamin altin parcasi",
bir daha acaba hangi ana dogurur bu laflari edeni..


iyi demissin safsata diyerek, kahrolsun televole kulturunden din kulturune direk gecis yapan erkek egemen toplumumuz.