Şimdi
sıkı giyin.
Kışın üşüyen yerlerin için dua et Tanrıya.

Bu iklimleri
ve
beni geç
Yüreğim serçe soğuğu
Kaç uzun ve ılık öpüş titretir bedeni
artık
Düşünmüyorum bile.


Başaramadım
ellerimi ateşe uzattım ve yaktım
Üç kere vurdu saat
üçü üç geçe
tipi başladı
Terledi sonra çocuk iki kat yorgan altında
Yanıyor bu bey diye çığlığına böldü geceyi kadın
geçti bunlar
gençliktendi...

Yüzün hüzünle boğuşuyordu sokağın öte yanında.
O sıra
kentler kuruldu
ve
yıkıldı
sokağın bu yanında
İçin soğudumu soğuyor işte.

Yüzünün bütün kıvrımlarını ezberlemekle zaman keybedemezdim ben
İçinin bütün yıkıntılarında gezdim
bütün uçurumlarından baktım
duvarlarına değdi duvarlarım
Nefesin nefsime karıştı
pişman değilim
Belki biraz kırık...

Yaşamak
Boşluğuma geldi
dilimi ısırdım
Sövdüm durdum
Gelincikleri ezdim heyecanla
Papatyalar kopardım
çirkin yaraları olan güzel kadınların avuçlarına

Bütün değillemelerim
sevda üstüneydi eskiden
Şimdi kıpkırmızı öpülmeyi bekliyor ya
uzak kentlerden birinin
ufak bir odasında
ağzın.

İki dudağın arasına ağzımı bırakıp susuyorum
geldi
geçti
göçtü
kuşlar
öyle güzel de değilsin artık
ölesiye güzelsin.

Yüzümüzde ölen şey sadece gençliğimiz
değil
ihtimal bir kavga patlak verecek kafamım içinde
Sen olanca gücünle uzan zemheriye
baharı bekle
Hele kuşlar gelsin
kurşunlar dökülsün.
Kurulur göç
geçer ellerimden usul usul sevda...