İmkansız bir aşkı kaleme aldığım bu şiirimde güle göz yaşım bulaşmıştı. Şimdi de kan bulaştı... Hüzünlü şiirler yazmayayım diyorum, kalbim söz dinlemiyor...Erişilemeyen, ulaşılamayan sevgiliye yazılan duygu dolu dizeler. Umut, yerini hayallere bırakıyor.. Ve önce, hayaller ölüyor.
Benim firari duygularım gece yarıları başlar, Gidelim bu kokuşmuş şehirden gülüm, Ya kendin gel gecenin bir yarısı, Ya da gözlerini bırak da git...
Kıyamam sana, zarar da veremem, Gözünden akan tek bir yaş, cihana bedel... Ama yalanım yok, bırakmazsan gözlerini, Zorla el koyarım bunu bil...
Koca şehir uykuda, ben kriz nöbetlerinde, Darağacı yanı başımda, Gönlüm mahpus damında, Hükmü infazı bekleyen mahkum misali Beklemekteyim umutsuzca...
Gidelim bu sahte şehirden gülüm, Ya kendin gel gecenin bir yarısı, Ya da gözlerini bırak da git...
Bu kez vukuat yok demeyeceğim nöbet bitimi, Nasılsa adım çıkmış, vukuatlı bir adamım, İster bir kalemde sil, İster hançeri vur bağrıma öyle git...
Hep söylüyorum, yine de söyleyeyim, Mevzubahis sen isen, Dünyanın bilmem kaçıncı harikası olsa bile, Gerisi teferruattır...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sohbetlerimizde defaatle dile getirdim. Ben hece şairiyim ama, şiir gibi yazıldı mı, serbest vezne karşı muhalefetim yok, muhabbetim vardır, bu şiire olduğu gibi.
Yalnız bir kelimeye dokunmadan edemeyeceğim. Kompozisyonun da, şiirin de güzelliği, her kelimenin bir defa kullanılmasıdır. Gelmek, gitmek, bilmek gibi kelimeler istisna. Sen burada "vukuat"ı iki kez kullanmışsın. Yerine de yakışmış bir kelime ama, bir defa kullanılsa güzel olurdu.
Kalemini kutluyorum, hayırlı bayramlar ve ailenle mutlu günler, aylar, yıllar geçirmeni diliyorum. Selamlar.
Aciz tarafından 9/12/2016 12:09:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Cevab hakkını en güzel şekliyle kullanmışsın. Eğer "bilerek" yazdım diyorsan, bu senin içinden geçen duyguların yansımasıdır ve bu durumda bize söz düşmez. "Karar yüce mahkemenizin" dediğinde de, mecazi anlamı olduğu için kabul ediyorum. Zira biz mahkeme değiliz, ama bir şiiri de, sırf yazanın gönlü olsun diye, okumadan "bravo, tebrikler" demek yerine, incelemenin, irdelemenin daha faydalı olacağını düşünüyorum, zira bu irdelemelerden kendim de çok defa yeni şiir imal etmişimdir. Selamlar, mutlu bayramlar.
Öncelikle Mübarek Kurban Bayramı'nızı can-ı gönülden kutlar, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım değerli ağabeyim.
Eleştirilerinizi büyük bir dikkatle okuyorum ve çok memnun oluyorum. Zaman ayırıp, meşgul olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim.
''Bu kez vukuat yok demeyeceğim nöbet bitimi, Nasılsa adım çıkmış, vukuatlı bir adamım, ''
Vukuat kelimesini bilerek iki kez kullandım. Nacizane düşüncem şuydu: Bilirsiniz askerlikte çavuşsanız, devriyeye çıkarsınız, nöbet tutan askerleri kontrol edersiniz. Nöbetçi kolluk defterine ise, nöbet mahallinden sorumlu olduğunuz yerlerde nöbet tutan askerler ve genel asayiş açısından, üst rütbeli sıralı nöbetçi amirlere bilgi verilmek üzere '' Nöbet mahallimde herhangi bir vukuat yoktur. '' şeklinde yazılarak imza altına alınır.
İlk kullandığım vukuat kelimesinden önce, şiirimin ilk mısrasında ise ;
''Benim firari duygularım, gece yarıları başlar, '' tabirini bilerek kullandım. Buradan hareketle; FİRAR olaylarının en çok yaşandığı yerlerin hapishane veyahut askerseniz birliğinizden kaçmak olduğu sonucunu düşünerek;
'Firar edenin kişi değil, duyguları olduğunu özellikle belirterek, şu ince noktaya temas ettim :
Sevgiliye kavuşma arzusunda olan bir kişinin, elleri kolları bağlı bir şekilde özgür de olamadığından sevgiliye firari duygularıyla seslenerek, yanına gelmesini istediği;
''Koca şehir uykuda, ben kriz nöbetlerinde, ''
mısrasında ise; kriz nöbetinde olduğu için, sevgilinin bu olumsuz koşullar altında kendi yanına gelmesini şiddetle arzu ettiğini, ancak bu isteği kendisinin gerçekleştiremediğini, sevgiliyi yanına çağırmakla bir anlamda suç işlediğinden, ( çünkü alıkoyma suçunu işleyecek ) kendisini sorumlu tuttuğunu ve yargı önünde de bu suçtan dolayı ceza alacağını,
''Nasılsa adım çıkmış, vukuatlı bir adamım, ''
mısrasında ise bunu açıkça belirttiğini görüyoruz.
Uzun oldu yorumuna cevabım.. ama buna mecburdum. Kısaca ben o iki kelimeyi bilerek kullandım..
Tabi, şiiri yazanın ruh hali ve o ince nüansı herkesin bilmesinin, görmesinin mümkün olup olmadığını da düşünemedim.
Söz savunmanındır dedim, savundum kendimi ağabey..
Cevab hakkını en güzel şekliyle kullanmışsın. Eğer "bilerek" yazdım diyorsan, bu senin içinden geçen duyguların yansımasıdır ve bu durumda bize söz düşmez. "Karar yüce mahkemenizin" dediğinde de, mecazi anlamı olduğu için kabul ediyorum. Zira biz mahkeme değiliz, ama bir şiiri de, sırf yazanın gönlü olsun diye, okumadan "bravo, tebrikler" demek yerine, incelemenin, irdelemenin daha faydalı olacağını düşünüyorum, zira bu irdelemelerden kendim de çok defa yeni şiir imal etmişimdir. Selamlar, mutlu bayramlar.
Öncelikle Mübarek Kurban Bayramı'nızı can-ı gönülden kutlar, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım değerli ağabeyim.
Eleştirilerinizi büyük bir dikkatle okuyorum ve çok memnun oluyorum. Zaman ayırıp, meşgul olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim.
''Bu kez vukuat yok demeyeceğim nöbet bitimi, Nasılsa adım çıkmış, vukuatlı bir adamım, ''
Vukuat kelimesini bilerek iki kez kullandım. Nacizane düşüncem şuydu: Bilirsiniz askerlikte çavuşsanız, devriyeye çıkarsınız, nöbet tutan askerleri kontrol edersiniz. Nöbetçi kolluk defterine ise, nöbet mahallinden sorumlu olduğunuz yerlerde nöbet tutan askerler ve genel asayiş açısından, üst rütbeli sıralı nöbetçi amirlere bilgi verilmek üzere '' Nöbet mahallimde herhangi bir vukuat yoktur. '' şeklinde yazılarak imza altına alınır.
İlk kullandığım vukuat kelimesinden önce, şiirimin ilk mısrasında ise ;
''Benim firari duygularım, gece yarıları başlar, '' tabirini bilerek kullandım. Buradan hareketle; FİRAR olaylarının en çok yaşandığı yerlerin hapishane veyahut askerseniz birliğinizden kaçmak olduğu sonucunu düşünerek;
'Firar edenin kişi değil, duyguları olduğunu özellikle belirterek, şu ince noktaya temas ettim :
Sevgiliye kavuşma arzusunda olan bir kişinin, elleri kolları bağlı bir şekilde özgür de olamadığından sevgiliye firari duygularıyla seslenerek, yanına gelmesini istediği;
''Koca şehir uykuda, ben kriz nöbetlerinde, ''
mısrasında ise; kriz nöbetinde olduğu için, sevgilinin bu olumsuz koşullar altında kendi yanına gelmesini şiddetle arzu ettiğini, ancak bu isteği kendisinin gerçekleştiremediğini, sevgiliyi yanına çağırmakla bir anlamda suç işlediğinden, ( çünkü alıkoyma suçunu işleyecek ) kendisini sorumlu tuttuğunu ve yargı önünde de bu suçtan dolayı ceza alacağını,
''Nasılsa adım çıkmış, vukuatlı bir adamım, ''
mısrasında ise bunu açıkça belirttiğini görüyoruz.
Uzun oldu yorumuna cevabım.. ama buna mecburdum. Kısaca ben o iki kelimeyi bilerek kullandım..
Tabi, şiiri yazanın ruh hali ve o ince nüansı herkesin bilmesinin, görmesinin mümkün olup olmadığını da düşünemedim.
Söz savunmanındır dedim, savundum kendimi ağabey..
Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık değerli dost kaleminiz daim yürek sesiniz hiç susmasin saygı sevgi dua ile kalin saygilar kurban bayramınız mübarek olsun
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.