2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2080
Okunma

erkekçe vuruşuyorlardı
kızıl güneşler
her yönden doğdu yüzlerine
feri sönmeden gözlerinin
ufka bakıp
atlarını arıyorlardı
doru atların kirpiklerinde
yaş tuzları parıldıyordu
ter köpüğü bulanmış tenlerinde
Azrailin kırbaç izleri
kızıl alevler saçıyordu gözleri
şahikalar çakıyordu
kor çakılı nallarından
dört nala koşuyorlardı
bulutların arsından
sanki kan buzları saçılıyordu
soluklarından
almaya geliyorlardı
bekleyen süvarilerini
süvariler ki
kızıl kan damlıyordu
kılıçlarından
hem kızıl gül misali
yaralarından
donuk gözlerinin içi
yaş dolu
kirpiklerinde tuz
çelik ellerinde çelik tetik
alesta istinat da
tetik ki cihana ibretlik
çekecekler sanırsın
ama parmaklar buz
süvariler kıyamdaydılar
ama topraktaydı bedenleri
elleri kan kızılı göğe açık
dua ediyordu sevenleri
doru atlar durdular
onlar sevgi ile
kapkara yeleleri okşadılar
bindiler uçarcasına
heybet timsali kanlı gövdeleri
ellerinde sancaklar
atlarıyla beraber şahlandılar
sürdüler sonsuzluğun hudutlarına
nur saçan yüzlerinde
mutlu tebessüm
cenneti alaya vardılar
peygamberimizi selamladılar
dünya tuz buz
onlar ki
tuba dalları altında
sırça köşkler de
Kevser içerek ağırlandılar