6
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
2840
Okunma

şehitlere ağıt yazan
ozanları okuyorum da
onların yazdıkları analardan
çok gördüm ben
gencecik bahtsız oğlunun
naaşını görmek isteyen
sanki oğluydum onların
oğullarıyla öldüm ben
biri vardı ki hiç aklımdan çıkmaz
morgun önünde o perişan
ben perişan
ozanların yazdığı
ana çığlığı duvarlar arasını değil
kainatı dolandı
sonra geldi
hem beynime hem de ciğerime
paslı çivi gibi saplandı
çeyrek asırdır da duruyor yerinde
her gün pası akıyor kan gibi
imanıma söven çan gibi
ne onun çığlığını duyan oldu bizden başka
ne gören oldu ben de ki paslı çiviyi
üç beş bana benzer garibandan başka
durmadan yazıp çiziyorum da
kim okuyor kim görüyor bilmiyorum
şimdi paslı çiviler her yerimde
her anı onlarla yaşıyorum
ya da ölüyorum
o kadın ne haldedir diye düşünüyorum
beli bükülmüş saçları ağarmış
gözlerine kan oturmuş
yüreğine taş basmış
ya oğlunun resmine ya da
mezar taşına sarılmış
o hallerde hayal ediyorum
çoğu gecelerde düşlerim de görüyorum
o kup kuru ellerinden öpüyorum
bütün bunlara sebep olanlara da
en ağır küfürlerle sövüyorum
artık yapıştı kaderime çaresizlik
paslı çivi hem beynimde
hem de kocamış yüreğim de gözlerimde
alevsiz dumansız yangınlar ciğerim de
kor ateşlerle yanıyorum
ağlıyorum ağlıyorum
paslı kan akıyor gözlerimde