Yine sonbahar geldi soyunacak ağaçlar
Menekşeler yaşlanıp sararacak yapraklar
Peşpeşe geçiyor da ben saydıkça mevsimler
Sonbaharlara göçmüş bakıyorum ilkbahar
Sende solarsın bir gün solan
çiçekler gibi
Silemezsin
doğanın yıkıp geçtiklerini
Bir
zaman anıların
yeşil yaz ekiniydi
Karşı duramaz kimse bu kainât kanunu
O söker tırnağını sen daha direnirsin
Düşünmeden edemem doğumu ve
ölümü
Çürümek yer altında her canlının bir sonu
Şu omuzlarda giden bir
zaman yaşıyordu
Çoluk
çocuk büyütüp kuru can taşıyordu
Teni sonbahar gibi toprağa dökülecek
II
Göğün yüzünde
güneş parlıyor pırıl pırıl
Akşam guruba inmiş şu küçük köy bu şehir
Kışın kalın giyinip yazın çalışan adam
Bir çok akrabası var şu bizim karşı köyden
Şimdi gömdüler onu bir köy mezarlığına
Mevlût okuyacaklar helva dağıtacaklar
Ardından yemek yiyip dualar edecekler
Allâh sabırlar versin mefta yakınlarına
Son solukta görseydi salına kimler geldi
Kimi
çocuklar gibi ağlayıp kimi
güldü
Bu düğün onun için yapılan son düğündü
Geri dönemez artık akşam elinde
ekmek Kahvelere takılıp artık geç kalamayak
Bekleyen olmayacak o toprakta uyuyor…
Toprağı bol olsun!
Her canlı
ölümü tadacaktır..
Nurten AkAygen
01.09.2016