4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1651
Okunma
bir Akgün Akova siiri;
" çantanda bir sürü anahtar var lale
biri evinin
geceleri merdiveninden korkarak çıktığın
biri yalnızlığın, kalabalıklardan damıttığın
giysi dolabının biri
ki giysilerini sevmem
gizlerler güzelliğini
...
çantanda bir sürü anahtar var lale
ama açmıyor hiçbiri seni
açmıyor işte anla
kendini aşklara kapattığından beri "
gece pullarını soyunurken teker, teker
perdeler aralık
yalnızlık, izler aynadan
seni ve erguvanları aşmış boğazı
_bilirsin; çatılarda ak noktadır martılar..._
o an kırmızı bir rüzgar çarpar yüzüne, kimliği belirsiz;
ürperir kirpiklerin
oldukça tanıdık gelir avucundaki özler
ve su vermeyi unuttuğun kanarya da terk etmiştir, evini
o artık özgür
o artık belki de, ölü...
_ bilirsin; komşu, tekir fırsat bekliyordu zaten!..._
oysa,
az önce, el alışkanlığı; bir anahtar bıraktın paspas altına _hatırla!_
bir anahtar da, yuvarlandı merdiven boşluğuna ruğan çantadan.
çınladı, kısır dünya kasıklarında
aklına düştü polisten gizlediğin kitap
_bilirsin; korkuluktaki sıcak parmak izindedir, aşk..._
ansızın, yıpranmış sayfalara ve bileklerine bakıp ağladın!
haydi gel, boşverelim herşeye.
şimdi, boşalma zamanı... ;
ve gece istiyor seni ,
soyunmaya devam et!