Saat altıyı yaklaşmakta
Bir yerlerden kumru sesi geliyor
Ses var kendi yok duyuyorum
Oysa göremiyorum derken
Gelip masama konuyor
Sanırım simit kırıntılarına alışmış
Alışmak nasıl bir duygu ki ayrılamıyorsunuz
Yanından bıraķıp gideni bile hatırlıyorsunuz
Aslında ben kumru gibi sevdim ama
Kumru özelliğinde yaşayamadım
Kurgu falan yok bu gün
Ne yaşıyorsam onu yazacağım
Radyoda bir şarkı
"Kimler geldi kimler geçti hayatımdam"
Gel geç Köprüsü mü bak çek tepesi mi hayat
Yaşadıkça anılar bırakıyor izinde resmen
Hangimiz söktü anılarını derinden
Söktü dedikçe şah vermedi mi hep aynı yerinden
Konu hep aynı konu farklı okudukça yeni yeni şeyler
Dün akşam bir filozofu okudum hayat ve çiftleşme
Adam kitap yazmış ben reklam etmiyorum
Konuşmamız gerekenlerden uzak
Uzaklarda duruyorum bu gün
Başkasını kendime
Kendimi başkasına benzetmek için çırpınmıyorum
İyi ki doğdum diyorum
Horoz kitap okuyor mu diye sormayın
Horoz olmadan tavuk tavuk olmadan yumurta olmuyor
Yarın bir gelse derken uyumuş kalmışım koltukta
Bir uyandım ki kitap üstümde
Şeytanlar bile gülmüş
Sabah kahvaltı hazırladım pazara gittim
Saat ondan dört buçuğa kadar maliyet çıkardım
Yarın bir gün yapılırsa düğün salonu
Belki bir çift çocuğun adını Rıza
Rıza koyar diye

(Develeri mi merak edenler varsa;
Sattım develeri doğum günümde iş değiştirdim)