7
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
1065
Okunma

aç kapıyı
yılları sürükleyip de geldim ardım sıra
yorgun ellerimin kapını vurmasına izin verme
kırıldı kırılacak yoklukla
ayakkabılarımla gireyim içeriye
çamurlu olmasına aldırma
silersin izlerimi sonra.
zahmet etme
sol tarafta biliyorum salon
kaç kere gelmiştim yıllar önce
o zamanki heyecanların üzerinden ne çok rüzgarlar geçti
artık esamesi bile okunmuyor merak etme
sadece
inceden bir sızı kaldı sol yanımda
biraz da kalp çırpınışları boğulmadan önce.
şurdaki koltuğu severdim en çok
hani siyah mobilyaların yanında
ben burdayım diye ısrarla sırıtan kırmızı koltuk
ayaklarımı toplayıp otururdum
gözlerim gözlerine yapışık
mıknatıs gibi çekerdi beni
o yüzdendir şimdi siyahtan bu kadar nefret edişim.
bir kahve yap bana orta şekerli
yanına bir kaç çikolata iliştir
acısını alsın
eskiden bir kez de sen yapsan derdin sitemle
tembellikle suçlardın hep beni
kahveden çok getiren ellerinin kokusunu severdim
çapkınca kıvrılan dudakların
bana uzatırken fincanı bir gülücükle aydınlanırdı
ve ben bana yaşattığın ilklerin içerisine bunu da katardım
sen bilmezdin.
dur
neden geldin diye sorma hemen
biraz soluklanayım eski anılara yaslanıp.
bir hesap var aramızda yıllar öncesinden kapanmayan
söyleyemediğim o kadar çok cümlem
içimi kurt gibi kemirir durur yıllardır
açtım yüreğimi önüne
at hadi üç beş cevap
doyurmasa da bir süre rahatlatsın içimi.
şu yerde serili halı
hala mı değiştirmedin yenisiyle
üstünde yürüdükçe
ayaklarına dolanmıyor mu yerde uzanmış halimiz
ve bitmez zannettiğimiz kahkahalarımız
bak ’ay’ hala eskisi gibi ısıtmadan aydınlatıyor odayı
yanaklarımız halıya yapışık
gözlerimiz başımızda duran geleceği tarıyor
ve gençlik pencere pervazında
bacak bacak üstüne atmış
alaycı sigarasını yakıyor
dumanı genzimize kaçan
ah o bizim sandığımız fahişe
kim bilir hangi kollarda sabahlıyor.
söyle bana
kolaymıydı unutmak
yoksa yumruğun duvarları
belin her hangi bir karyolayı sallarken
ben gönlünün bir köşesinde kaldım mı?
bunun cevabı beni uzun bir süre avutur merak etme
’ben de sevilmiştim bir zaman ’ derim
her sevilen gibi başım dik
bizim kuramadığımız yuvadan ayrılırım
peşimde çalı çırpı
yıkıntılarıma basa basa.
öyle şaşkın bakma bana
yorgunum
hem de çok
eğer uyuya kalırsam uyandırma
eskisi gibi şefkatle olmasa da
bir battaniye at üzerime
gürültü etmem merak
çıkar giderim sessizce
bir gören olursa da
tanrı misafiri de geç üzerimden.
Ayvazım DENİZ