3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1136
Okunma
Satılan gençliğimdi
Harami pazarlarında.
Sendin doğranan,
Cellat bakışlarında
Eğdikçe başımı
Masumiyetin şahdamarından,
Kan damladı ruhuma,
Kuduz salyalarından.
Oysa...Gülüm
Cennetten,
Ellerimle koparmıştım
Yeni tomurcukta gülleri,
Kör satır telaşında.
Kesmekte ne ellerimi.?
Her gözyaşım ardından,
Masum ebem kuşağı,
Sıyırıp durur,
Yanağıma hilalini.
Yedi umut diker,
Gün tenine, yedi rengi.
Yarınıma inat eğilir başım.
Çatılır belki, sebebine kaşım...
Yüreğim;
Sık dişini,
Şimdi daralmanın zamanı değil.
Sen aldırma gözlerimdeki sele,
O umudun kevseri,
Hüsranın zemzemi değil...
Vakit hicranımla başladı
Umudumla bitecek.
Belki de eğip başımı,
Bir tefekkür yetecek.
Zaman işte gülüm,
Giderken,yıkıyor bir yerleri
Allah’ım nedendir?
Nedendir söndürmek!
El feneri uğruna güneşleri...
Sonra..
Buğulu bakışlar gelir ardımdan
Küserek katran karası geceye.
Sonra seni yazmak
Zehir zıkkım anlarında ,yokluğunun
Belki de şairliğimim ismiydin sen
Belki de aydınlık çehremin resmiydin sen.
Seninle döküldü,
Gül bakışım yollarına
Belki de
Sendin sarılan benden önce
Hasret kokan kundağıma...
Düşündükçe;
Kör kuyuda Yusuf olurum
Sancılarda Eyyub
Sonra...
Bir ok saplanır
Gülizarı geçip ruhuma
Susmalar katran karası
Ve haykırmak
Korkuların telaşında
Ve titreme,
Yarınların seyrine.
Sonra seni bulmak
Yitirdiğim yerde
Öyle boynu bükük
Öyle garip
Haydi bakma! ! !
Mahzun mahzun gözlerime.
Biz iki eski dost
İki yürek yarası
Gel otur baş köşede yerin
Haramiler gelmeden,
Isıt üşüyen yanlarımı.
Susadıysan haber ver
Avucumda sakladım hep göz yaşlarımı
Yeter ki bakma öyle gözlerime.()
(Son mısra Sevgili Doktor Ayşegül ATMACA’nındır)
Engin Badem