0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1114
Okunma
AĞLAMA SICAĞI
Ben eskiden güneş doğardım güneşten önce
ışığı yeryüzüyle üleşip
Güneşi üleşip
doğmadan önce
Siz üleşip, biz önce...
En büyük nehir içimin denizine dökülen Nil’dir
Bahardır usumun en dulda harfi ayakları uzay kokan
Nisanadır, vatandır, sürgünüm süngü yarası sesine
Dünya seninle sevgili arkadaş İstanbul
ufuklar yanık derelerin ipeksi suyundan kavruk öptüğüm
ince kıvır kıvır yanağıyla karanfil
köpüklerini kumsalın mavisine giydirip
ışıltısına dolayarak İstanbul’u yağıyor
Gecenin tülünü giyin atların ırağına
Ağlama karanfil, İstanbul seninle sevgili
gölgene cennet yeryüzü sözün de safında
Suyun armonisi dökülür yüzüme İstanbul diye
savaş yengiyi simgeliyor ol zamanı
Ben eskiden bahar ağlardım çiçekten önce
yaralı bir gökyüzüyle nesneleri üleşip
gökyüzüyle yaraları üleşip
gökyüzüyle üleşip yaraları önce
baharı üleşip sevgiler önce
sözleri üleşip armoniden önce
yengiyi üleşip İstanbul’dan önce
ben üleşip sen önce...
Gözlerinin süsünü geri ver göğsümün siperini teslim alan
uzak çağlara ülke sürgünüm olan
Haydi kalk bize göre değil bu kapı
pendek porsuğu dızıkan cıbıl kentin aydınlığı
Alanlar Türkiye dirilir yaprakları dillenince oğulların
uyan ki bu topraklar seninle güzel nakışlanır arkadaş
Masmavi çoğunluğum gezinir kentin buruşuk göğünde
dağ dağa uzun saçlı bir gezeğen bakar
Elleri kalem tutan nesnel bağıntı yüreğim
Ağaçlar Türkiye dirilir yaprakları dillenince baharın
yaprakları esin dirilir
ağaçlar önce
oğullar Türkiye dillenir
Ben dillenir, sen önce...
Velicem YILMAZ
23 NİSAN 2004 / ELVAN