1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1458
Okunma

Kitabı Kur’anlı da, Kur’ansız da farketmez
Allah’ına kavuşan tek diliyle konuşur
Beyliği, paşalığı, malı, mülkü de yetmez
Başka başka dil yoktur, kök diliyle konuşur
Hazret-i İbrahim’in ateşini söndüren
Firavun’u SU’yunda pervaneye döndüren
Bilmezler ki Hakk vardır her ateşi dindiren,
Onlar Nemrud ağzının yak diliyle konuşur
Mekke’de Resûl’ünü saklayan bir Hira var
Medine’de Muhacir kucaklayan dost Ensar
Bedir’e, Uhud’a sor, kim yardımcı, kimler yâr?
O’nlar Muhammed’inin pak diliyle konuşur
Devir; Fakire Köle, Zengine Put devirdi
Geldi Asr-ı Saadet Küfr’ü Nur’a çevirdi
Gönüllere Hakk-Res’ûl ve Kur’an aşkı girdi
Gördüler ki bu Âlem Hakk diliyle konuşur
Ahmak dille konuşur Hak dilden uzak kalan
Şakşak dille konuşur Küfür davulu çalan
Rüyadan sıyrılınca gafil uykuya dalan
Mezarındaymış gibi, kalk diliyle konuşur
Dil şu, dil bu farketmez mütercimi Kur’an’dır
İki Âleme Nebi Sünneti doldurandır
Âlemlerin sahibi Ol! derse oldurandır
O’ ‘Özüne Kul mührü çak!’ diliyle konuşur..