radyo orta dalga da eski zaman türküleri
karşımda almancının ceviz fidanı
etrafım da alaycı kuş sesleri
ve dans eden yaprak ölüleri

avlu da gül kokusu
avlu da ana tortusu
ölümden ayrılığın korkusu
yüreğime dokunur hayat öyküsü


orta oda da yar uykusu mışıl mışıl
sahanlıktan ne yana baksam ışıl ışıl
___________ne yana baksam yemyeşil
üstü parçalı bulut bi parça da gökyüzü

mavi alabildiğine derindi hüzünleri
ha yağdı ha yağacak
annemin yaşlı gözleri


şura da kara üzüm asması kanlı
şura da bir armut ağacı vardı çift canlı
şura da küçük ırmak akardı yağmura bağlı
şuradan yokuş bir patika yaylalara çıkmalı

şu çay bahçesi vaktiyle fındık çağlardı
durur şimdi fidan fidan mandalin
___________dal kırılsa annem içine ağlardı


oğul vermez arılar çiçek küstü küseli
toprağına hasret kaldı beton dökeli
yosun tutan taş duvar dedemin eli
bileme taşı çevrilmekten erimeli

aklımız da kor düşünce
gün ola saçımıza kar düşünce
ve şehirler bataklığa dönünce
yani sevdanın umudu tükenince

kim bilir belki yarın ama mutlaka

avluda
anne emekçisi güller gibi
ilk adımlarımı attığım gibi
aşkımı ateşe kattığım gibi
herkesin böyle bir sığınağı olmalı


güneşe serdim ayaklarımı
toprağıma dokunurken heybetli
a canım olmasaydı bu karın ağrısı
dedim ya yar uykuda
_______sevdası rüyalar da kıymetli


alma dedi anam-babam ahım alma
tüm bunlar yirminci asırdan kalma
ve yeni yüzyıl daha on altı yaşımda
uçuyor zaman
katar katar geçiyor doğanlar başımda...