11
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1136
Okunma

Muteber imler, itibar yüklü gölgelerden
Çekmedi çektiğine değse de,
Yol olsa indinde nazenin ve demli bir sükûta
Denk düşmüşken yolu.
İndinde mabedi yüreğin
Ve sefil rotası,
Görünmezliğin kudretine nail olmaksa,
Sızan bir yaraya merhem olan.
Hünkârı iken sevi dilinin o muteber zincirde kaybolmuşluğum…
Kırık notaların hüznünü serpiştiriyorum,
Yâd ettiğim hükmünü yitirmiş maziye.
Bir elimde ölgün papatya demedi,
Somurtkan mizacımın tınısında depreşen
Gönülsüz, seyyah üç beş tümce
Ve sessizce depreşiyor ölgün ebemkuşağı.
Sırtımda görünmez heybem, aslını yitirdiğim
Ölümlü bir faniden hüküm giydiğim
Yine de derinde şu mabedi yok saydığın
En kırsalı gülmez gözlerimde,
Salgın hislerime kurban ettiğim benliğim:
Laf-ı güzaf varsay sen,
Hatta nüktedan bir serzeniş
Yetmedi mihrabı yitik bir günce peyda olan,
Görünmezin indinde, dilimde ne çok sure
Ve haykırsam da için için,
Dermanı kayıp bil ki bu derdin.
Sevi dili ne noksan ne yordam yüklü bir maharet,
Sakıncaları sayesinde ölümün peşkeş çektiği
Onca acıyı sırtlayan ve dillerde ne çok ahkâm,
Bilip bilmeden sarf edip de yok saydıkları
Anlık bir hüsran alt tarafı.
Aykırı zamanlardan zılgıt yedim, dünden akan
Yine de tehir ettiğim bir tümcede serildim
Boydan boya ve nüktedan bir serzenişe rast geldim
Günün birinde.
Telaşesi saklı içimde,
Gülümsediğim hangi ahir zamansa, yine
Süzdüğüm boydan boya serdiğim
Bir gönlün güncesine sunduğum o maruzatım;
Adsız bir zamanın kim bilir kalan hangi yarısı?
Sözcüksüz bir tümceye rast gelmek benimkisi,
Yüzümde seher yelinin ıslak muzipliği
Ve tekerrür eden bir bilmece,
Çözemediğim kıtalarda boy veren nasıl bir huzme ise,
Kırık bir delalet arda kalan;
Satırbaşı imlerde savurduğum atıl duyguları beşerin.
Tümden gelen bir hezeyana denk düştüğüm
En sefil darbe benimki,
Gönülsüz kelamlarından sızan eloğlunun,
Zaruri bir serzeniş mademki
Yine de kanıksamaktansa susmalarda boğulduğum,
Teferruatı dipsiz bir kaygıdan müteşekkil
Hayli hoyrat ve yorgun bir ömre denk düşen.
Kurşun sıktım hiçliğin teyakkuzunda
Debdebeli bir yok oluşu mademki
O kurşun gözlerinde devinen bir sarkacın
Hidayeti iken dokunuşu evrenin.
Yokluğun menzilini döşedim ellerimle,
Yürek sesim hele ki indinde
Yol yordam bilmez bir faninin o kayıp gölgesi.
Şükre meyleden en vakur dokunuş,
Gözlerimin mabedinde konuşlanan
O tahakkümperver ve illet izleği
Kırık dalların tutuştuğu
En büyük yangın
Çeperinde bir toz bulutu:
Tüm dağılmışlığım,
Tüm hezeyanım en susuz şarkıyı
Yudumlarken damla damla.
Hicreti ölü akşamların niyazında
Yüklendiğim her acı;
Damlarken zehri ölümlü imlerin
Tehdit bürüyen gözlerinde
Salkım saçak bir tümce:
Adsız urgan gölgelerin yâd ettiği,
Sırlı aynaların söz birlikteliği:
Gözümden damlayan yine de
Mahremi hangi im ise,
Yüreği saran o beyhude menkıbe:
Adı kayıp bir kıtanın,
Sonu olmayan bir hikâyenin
Kim bilir hangi saklı hikmeti
Yine de ritüeli kayıplara karışan
Bir aşkın hasret bildiği
O yeknesak hüzün demlenirken
Bir yakadan diğerine…
Eremediğim kim bilir hangi günce,
Nazarında en sefil faniden arda kalan
Ölümlü o sergüzeşt tekil ve cahil aklıyla,
Henüz yazmadığım şiirlerde yolumun kesişeceği
Ne çok debdebeli yok oluş
Ki mabedi telaffuzsuz bir sevdadan
Geçerken yolu
En bedbin tekerlemede saklı tuttuğum
İsli ve vakur yalnızlığın talihsizliği kadar
Yüklenirken günden güne.
Asılsız bir ihbarı zikretti işte gün dönümü:
Geç olmadan her ne ise kanıksadığım,
Bilsem de müsebbibi yine aşk’a dair,
Yüreğin ikrarından çok öte,
Varlığımın hezimetinde doğurgan bir gölgeye
Rast düşmüşken bedbin seyri
Şu bedelsiz kelamlardan taşan en aklı evvel
Tümce ise gediğinde yüreğin zikri.
Densiz bir kelam,
Tut ki rotası sapkın bir hezeyan:
Yine de saklı tutulan tek bir beyandan öte
Mihrabını yitirdiğim gece.
Hırpani teselliler saklı ebemkuşağında,
Günü birlik aşklar ve metazori bir iklimden
Damlayan yeknesak, dillendiremediğim;
Rahmetin imgesi bir duada varlığıma
Kani olup, yüzümü aydınlık kılan
Kim bilir kaçıncı hazanım?
5.0
95% (21)
4.0
5% (1)