0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1208
Okunma

Gece çekerse mavimsi örtüsünü
Hayaller dikenli tellere benzer
Akıl giderse vazgeçilmezin peşine
Bulutlar göz pınarlarında toplanır
Yalnızlık ağır gelirse omuzlara
Avare rüzgarlara, perde çeker düşler
Ve mülteci olur bütün kuşlar
Gözlerinin kıyısında...
Kafan değsin ki musalla taşına
O zaman anlarsın dünyanın halini
Her yağmur sonrası toprağın kokusu sinsin ki içine
O zaman anlarsın çaresizliğini
Sessiz feryadını anlatırsa gökyüzü
Tan vaktine vurur bir çobanın gözyaşları
Ay yıldızlarla sarhoş olursa her gece
Güneş daha bir yakar insanları
Ve hasretin ateşi geceye esir olursa
Şafaklar tek şahidi olur
Soğuk gazete parçalarının ...
Güneş habersiz çekilir bu kentten
Uzaklara gittiğini sanırsın
Ama bilmezsin saatinde gelir her zaman
Sonra özlemi içinde yaşarsın
Fırtınalar kopar yüreğinden
Konuşmasını bilmeyen bir bebek gibi
Anlamazlar senden
Ola ki şahit olursan bir yıldızın kaydığına
Bil ki ne yıldızlar kayar gökyüzünden...
Yani sevdiğim ;
Hasretin gökyüzünden süzülürken
Gecenin rengine bürünür saçların
Yıldızlar gözlerini anımsatır
Ama hiç bir yıldız sana benzemez
Şehrin bütün sokakları yalnızlığın ahengi ile süslenir
Ama sokak lambaları hep ahuzar kalır yüreğimde
Ey sevgili seni sevmek tek özgürlüğüm ise
Ben ömür boyu müebbet le yargılanmak isterim yüreğinde.
Ahmet Özalhas