ellerimi tuttuğum beyaz güvercinin sıcaklığı okşar
eğer ki özgürlükçü bir yüreğim olmasa idi
onunla ne işim olurdu ki
canla başla zeytin dalı gibi uzatmışken yüreğimi
ömür boyu da içimden çıkmazlar
mıh gibi çakılmış işte içime barışçıl duygular

ama neye kime yarıyor ki
içimiz dışımız hep Çıfıt dolu olduktan sonra
Fırat her daim üzüntü de bulanık akar kıvrıla kıvrıla
fitne ve fesatlıktır insanları düşüren dara
oysa ki çok yakışırdı elime top tüfek ve bıçakta
hele ki bu denli çok kardeşi ile savaşmaya
öldürüp de kan dökmeye
hevesli kansız ve vampir insanların var olduğu zamanda

el insaf be insan bozuntusu sizin inancınız da nerede
yalan dolanla bu işler daha nereye kadar gider
ar edep ve utanmanız da mı kayıplarda
vefa ve minnet duygun da mı kör bir kurşunla vuruldu
el ile eli döner de yüzü yıkar bilmez misin sen birader
kadın halinle sen ne gezersin hep ayıplar da
biraz da olsa şu heves ve nefsine artık bir gem vur
bu yüzden değil midir ki adem cennetten kovuldu

tek şahsımla kala kalmışsam ben ortada bir tohum gibi
bu demek ki kararlar yalnızca bana ait
Allah’ıma çok şükür ki
İnsanlar ile kurda kuşa ve itlere asla ki bir eyvallahım yok
bu da ilk baştan beri de sabit
yine dururum evvel Allah ayaklarımın üstünde
yine kurarım işimi gücümü istemlerim doğrultusunda
ve yine garibanlara her daim açık olur
evimin bahçesinin kapısı hem de sonuna kadar

ya sen kafir illa ki sen nereler de barınacaksın
ne cami bilirsin nede bir kilise
ceddin cibilliyetin hiç mi hiç de belli değil
sen bir insan mısın yoksa namahrem bir mahluk musun?
peki sen benden sonra nereye veya kime ki sığınacaksın

kim bu hayatta hiç düşüp de kalkmaz ki
elbet ki bir gün sen veya senin gibi olanlar
illa ki de ters yüz olunca şaşıracaksınız
ve elbette ki
ummadığınız bir anda da düşüşte kalacaksınız
bizlerin veya bizim gibilerin ayaklarının altında…



(02.06.2016) AZAP…