yüreğimin burkulması beynin kaynayışı iledir
parça parçadır bu kalpteki çırpınışlar
bir hicran ki hiç kaldırılamaz dağı taşı da inletir
göz buruk büzülürken sel gibi boşalıyor yaşlar
gel dayan da görelim seni
başını duvardan duvara çarparken
ne kadar da firak
çok erkenden geliverdi yar sen bir bilebilsen

bir umulmaz karanlık ruhlu kahpe bir hengamedir
bu ruhta ki kötümser isyan
gözün görüp de gönlün seçmesi inan ki yetmezmiş
gönülden gönle köprüler kurulu olmadıktan sonra
bu gudubet işte çözülemez bir sır varmış
emek ve kahır dolusu yıllar
iyi ve has kalpli olanlar da hiç vuslatı görmezmiş
çıkarları koruyup da kollamadık tan sonra
ne bilebilirdim ki menfaat sevginin de çok üstünde imiş
yine de hiç bir şey hiç değişmezdi ki
her şeyi görüp de bilebilseydim de
ben ancak kutsalın kiriyim
ben ancak ki pak ve güzel gönüllü hislerin esiriyim

kula sevgi eğer ki bir haram elmayla varsa
meydan boş olunca dolanılır arsa arsa
deli bir gönül bu
ne borsa yeter ne Harun’un o serveti
bazen de sırf keyif olsun diye
bir pul uğrunda bile olunuyormuş forsa

anı yaşamak veya andaki istemleri de neyse
saç hiç olmaz ki süpürge
sıkımı ki bir yeri biraz incinip de kirlense
vurdum duymaz kırıtır durmadan
erkeğin de hep padişahı olur o haspa
lazım olan biraz endam biraz naz ve cilve
ile o kıvrak ruhta ki fendi ilen
geçiştir-işte de dertlere düşüncesizce koyup da gider…



(04.06.2016) AZAP…