Ne varsa elimden almadınız mı?
Neş’emi yüzümden çalmadınız mı?
Yaş olup gözüme dolmadınız mı?
Yıllarım, yıllarım yalan yıllarım;
Ağarmış saçıma dolan yıllarım…

Birazcık umut be birazcık huzur;
Çıkmadı karşıma beklenen hızır;
Koparsa kıyamet son sözüm hazır;
Yıllarım, yıllarım yalan yıllarım;
Hüzün toprağında solan yıllarım…

Ekmek mi istedim aş mı istedim;
Bağrıma yüklenen taş mı istedim;
Mutluluk namına yaş mı istedim;
Yıllarım, yıllarım yalan yıllarım;
Vuslat namazını kılan yıllarım…

Kırdığım kalemler hesaba küstü;
Tanıdık kim varsa selamı kesti;
Hasretin poyrazı epeyce esti;
Yıllarım, yıllarım yalan yıllarım;
Elleri koynunda kalan yıllarım…

Sahipsiz, çaresiz bıraktın gittin;
Bazen sitem ettin bazen kahrettin;
Yarıma razıyken çeyrekten ettin;
Yıllarım, yıllarım yalan yıllarım;
Yetim kadehine dolan yıllarım…

Şarkıda, türküde kalmadı medet;
Her yanım sahtekar her yan ihanet;
Ağlasam suç oldu gülsem eziyet;
Yıllarım, yıllarım yalan yıllarım;
Ömrüme musallat olan yıllarım…

Ali ALTINLI – 30/05/2016
Saat: 23:44