6
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1656
Okunma

Gecenin tam ortasında
Zifiri karanlığı yaran ayazın bağrında
Şamdanları sırala yüreğinin vitrinine
Çakmak çakmak gözlerinle
rengarenk mis kokulu mumları özenle yak
Neresi nerde kalırsa kalsın bırak
Başında boza pişiren hüzünlere inat
Zülfünün tellerine eflatun papatyalardan bir taç tak
Bir kadeh kırmızı şarap
Bir dilim beyaz peynir
Hüzzam şarkılar eşliğinde
Tan yeri ağarana dek
Zevk-i sefanı sürmene bak
Ikırcık karanlığını saran doludizgin kuş sesleriyle
çınlasın ufkun
Meltem rüzgârıyla ılgım ılgım günü Selamlayan
ağaçlara şahitlik etsin ruhun
Özgür bırak içindeki çocuğu
Kır çiçekleri arasında koşup oynasın tebessümler
Güneş ışığında göğünen martı sesleriyle rakset yakamozun yelesinde
Höllüklerle sıkı sıkı bele Ana rahmindeki ceninleri
Ziyaret çalısına as yoksulların yüreği yanık dileğini
Kimse alamasın öksüz çocukların katıksız ekmeğini
Sırtını yasla gökyüzüne
Bir tutam umut serpiştir savaş artığı bebeklere
Bir damla su ver
okyanusta boğulan boynu bükük yosunlara
Gelin olan Yunusların şarkıları eşliğinde
Mutluluk resimleri çiz deniz kıyısına vuran pembe bulutlara
Meşe közünde bol köpüklü bir kahve yap kendine
Gül kokulu iki de lokum ikram et yüreğine
Kuşluk vaktini karşılasın mahmur gözlerin
Mor dağlarda yankılanan türküler eşliğinde
çınlasın doruklar desdursuz
Hoyrat yaylaların kar sularına yansısın
Güneşi kıskandıran güzelliğin
Nafize