0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1144
Okunma
çil çil yanakları
papatya açmış tarlaya benziyordu
tarla bereketini ondan
o kudretini hak’dan alıyordu
gözleri doluyor,
bereket yağıyordu
hıçkırıkları gök alanın gürültüsünü boğuyor
titreyen bedeni rihter ölçeğyle yediydi
kuruyunca kızıl dudakları
kuruyordu tarlanın bereketi
ışıl ışıl gözleri
karanlıkta ayı andırıyor
efradındaki yıldızları yalıyordu
bakınca insanın yüreğinde
mecaz-i mahrumiyeler yaratıyordu
erişilmesi güç kaf dağı misali
hayalleri işgal ediyordu
ak pak elleri
dokununca, dokunulmazlığın
ateşi gibi dağlıyordu
öpülesi eller uzanıvermeye görsün
şafaklardan sökün eden
evliya kerametindeydi
billur gibi sesi
yankılanırdı yedi tepeden
selama kalkardı börtü böcekler
karınca yuvasında uyurdu
ninnilerinden
bebekler dua alırdı annelerinden
bin bir marifetleri vardı
ağu ezerdi Bal teknesinde
bala katar, baldan tatlı eder,
kızılcık şerbetyle sunardı
mest olurdu cümle alem