3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1083
Okunma

Saymadım yaşarken kaç kere öldüm;
Girdiğim savaştan çıkamam artık;
Ben kendi yaşımı hep kendim sildim;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık…
Sende gül diyorlar gülmek nasıldır;
Yüzümde toplanan hicran asıldır;
Bu geçen ömrümde en son fasıldır;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık…
Kimine dert verir kimine derman;
Bir yarım eksikse geçmiyor zaman;
Böyle yazılmıştır bendeki ferman;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık;
Gönül selamını kestiği vakit;
Ayrılık rüzgarı estiği vakit;
Sevdiğin şarkılar sustuğu vakit;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık…
Takvimler gittiğin günleri sayar;
Kalemim her harfin canına kıyar;
Gözümdeki yaşlar yirmidört ayar;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık…
Gün be gün eksildim hep azar azar;
Dilim seni okur hep seni yazar;
Hiçbir şey koymadı yokluğun kadar;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık…
Nasılsa süresiz verdiğin tehir;
Üstüme yürürken bu koca şehir;
Ne yapsın umuttan yoksun bu fakir;
Düştüğüm yerlerden kalkamam artık…
Ali ALTINLI – 27/04/2016
Saat: 23:40
5.0
100% (4)