2
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
2261
Okunma

Ne
Camı çerçevesi kaldı içimin
Ne
Kapısı penceresi
Kırıp döktüklerin kadar
Harâbe
Virâne
Divâne eylemedi
Hiçbirşey böyle beni
Uykularımı çimdikliyor
Kirli kırık uzun tırnaklarıyla
Girizgâhı
Metrûk hâneli
Köhnemiş kenar mahallelerde dövülmüş rûyâlarım
Ritüelleri lağv
Kültleri terkedilmiş
Bir mâbedin çizgili alınlığından yol bularak
Patika Çoban çığın
Akıyor tırnak diplerime
İmzasız siyahî bir yazgı
Gelsen artık diyorum
Dilini ısırıyor Hüdhüd
Gezinirken Belkıs’ın bahçelerinde
Yüzüğünü düşürüyor Süleyman
Sebe’nin abdestsiz sularına
Gelsen artık diyorum
Sübûta eriyor
Dili çignenmiş
Genzi delinmiş
Semâhî bir sükût
Bazen
Dilimin altını ıslatan
Salamura küfürler basıyorum
Dişlerimle kilitlediğim ağzıma
Ki
Dudak kenarlarımdan akan
Tuzlu
Zehir zıkkım acı her kelimeyi
Kafiyelendirip keyifle
İlhâmım olduğun sanrısına düşersin diye
Susuyorum işte
Tekmeleyerek
Sopranosunu sesimin taş duvarlarını
Gelsen artık diyorum
Eli n’asırlı bir Hallac hüneriyle
Tokaçlarız belki
Düşlerimizi
Kırçıl heybesine atan bulutları
Asûmanın grileşen kül rengi döşünde
Açıp elimizi eteğimizi
Toparlarız
Bize dâir ne varsa
Hayatın bitlenen saçlarından
Gelsen artık diyorum