1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1047
Okunma

/ Ellerin değiyor şehrin sudan bahaneleri peşi sıra göğsüme/
Buralarda bi aralar
Durup dururken
Hayrına çeşme yaptırıp dururdu yaşlanmış günahkarlar
Eğilip
çeşmeyi ağzıma sokup su içerdim
ağzımı dayamazdım biline
bildiğin sokardım
Mahallenin bütün çocukları gibi çamurla oynardım.
Gidilmez yere gidip gidip dönerdik
Misal bu gidilmez aşağı mahalledeki yanmış evdir genelde.
Üstelik gide gele bata çıka öğrendik mevzu gitmek yada dönmek değilmiş hiçbir zaman.
Memleketin parke taşı döşeli yollarına
döküldü ayaklarım
geceleri tırnaklarımı kesmez
sakız çiğneyemezdim
Aynı türkünün bilmem kaçıncı tekrarında
radyoyu kırdım
Vitrini parçalayıp
onluk çivi çaktım kapaklarına
/ Vitrinlerden hep nefret ettiğimi unutmuş olamazsın /
Senin
Kumral saçlarını savurup duruşunda bir incelik aramıyorum
günlerdir...
Zaten ağız dolusu ağrıtmayan kadın sevilmiş sayılmaz.
Yorganı çekiyorum üyüşen yerlerime
öpünce değil ölünce geçer hamilinden bir yâra...
Üç gündür rüyalanıp duruyor zihnim
Uyanılmış ıslaklığın utancıyla suya koşup duruyorum çıplak ayaklarımla.
Saçlarımın arasında senin ellerin
bazı kadınlar Enola Gay
dudakları Little boy
Muazzam bir kadından sadece dipçik yiyerek kurtulamaz kimse...
Binlerce insanı saniyeler içinde öldüren silaha
küçük çocuk diyen hastalıklı bünyenin
özgürlük simgesi olduğu standart bir dünyadayız hepimiz...
Uyurken
Ellerini taraklayıp duruyorsun
ve saçların kumral
Beyaz
nevresimde ki kan izi
Öldürülüp tekrar ve tekrar bıçaklanışın da ki an izinden daha değerli...
Konteyner kentler kuruluyor yüzümün güneş yanıklarına
Bizi hepimizi jülyen doğramanızı rica edeceğim başka türlü ölmüyor kinlenmişlikler...
Ruhsatsız şiirlerimi birer ikişer yakıyorum hiç kimseye söylemeden...
Ellerini cebine at
saçlarını toplamayı unut
beyaz gömleğin
ellerin
Ve ortasından yaralanmış avuç içi nar’ın
Bırak kirlensin sol yanım...
Uykusunu almış kalkıyor trenler
Otobüs camlarına yaslı yüzüm gözüm hüznüm
/ bu bildiğin sızı
biri anlatsın bana
sevdayla ne alakası var.../
5.0
100% (9)