Sıfır Yayınları

Göze hoş gelen ahenkli, uyumlu ve ruha hitap eden, aynı zamanda insanın temel yapı taşı olan hücresinden başlayıp organik hastalıklarını, ruh durumunu ve çevresine yaydığı enerjiyi adeta bir zincirin ayrı ayrı halkalarını birleştirerek bütünselliği son derece güzel sentezlenmiş bir kitap duruyor elinizde. Ciddi bir tıp bilgisi içeren, okuması ve anlaması oldukça kolay, açık ve net bir dille yazılm..»»

Bir yer değildi varmak istediğim, kendime varmaktı! Ruhuma tutunup orada kalmaktı! Bedenimde gizli 21 gramın dayanılmaz ağırlıktaki boşluğunun dayanılmaz ağrısı enseme vuruyordu. Gitme zamanı gelmişti. Araçsız, bavulsuz, sadece gerekli birkaç eşya alıp gidecektim. Var mıydı büyük şehirlerden, gürültüden, her türlü motorlu vasıtadan uzak bir yer? Yağmuru, rüzgârı, güneşi, soğuğu hissedip, doğaya ka..»»

İki bölümde toplanan hikayelerin ikincisi olan bu kitapta yer alan on bir kısa hikaye, gerçek ile hayalin karışımıdır. Her hikayede gerçeklik, her gerçeklikte ise bir parça hayal yer almaktadır. Okuyucunun derinlerdeki bu karışımları keşfedebilmesi dileği ile... ...benim adım EVA Na9872. Şimdi anlatacaklarımı birilerinin ileride bulmasını umut ederek yazıyorum. Evet, kelimenin tam anlamıyla "um..»»

İki bölümde toplanan hikâyelerin ilki olan bu kitapta yer alan on kısa hikâye, gerçek ile hayalin karışımıdır. Her hikâyede gerçeklik, her gerçeklikte ise bir parça hayal yer almaktadır. Okuyucunun derin-lerdeki bu karışımları keşfedebilmesi dileği ile... ...tam kalkmak üzereyken yatak odasının kapısından geldiğini dü-şündüğü o korkunç vuruşların kulak tırmalayan sesleri, karanlığı yararak adam..»»

Hayatı boyunca hiç tatile çıkmamış bir öğrenciden, öğretmeni bu konu ile ilgili bir kompozisyon yazmasını isterse ne olur? Hem de ortaokula başlamışken! Ulvi, ilkokul yıllarında her seferinde olmayan tatilleri uydurup durmuştu. Ama şimdi de ortaokulda “Tatilde neler yaptığınız hakkında bir kompozisyon yazınız.” demişti Türkçe öğretmeni. Hiç tatile çıkmayan, bu yüzden de ne yazacağını bilm..»»

Herkes Avni’ye küçüklüğünden beri pısırık der. O da lise ikiye kadar buna sesini çıkarmaz. O iri cüssesine rağmen “Pısırık Avni” olmayı kabul eder. Ancak o pısırık Avni bir ağustos öğleden sonrasının cehennem sıcaklığında delirir. Delirmesinin altında onca yılın birikimi vardır aslında. Bu öyküde pısırıklıktan havyalıya, havyalıdan şair Avni’ye dönüşen liseli bir gencin yaşadıklarını okuyaca..»»

Vecihi Uçar. On yaşında. Karne hediyesi olarak, o çok istediği “Akıllı Telefon” alınmayınca can sıkıntısından kurtulmak ve kendi kendine eğlenmek için, bizlerin atık ve ya gereksiz eşya olarak gördüğümüz malzemeleri bir araya getirerek evlerinin avlusunda hem havada hem de denizde yol alan bir uçaryüzer yapar. Uçaryüzerini bilinmeyen güç ve düşmanlardan koruyacak mürettebatı ise annesinin avlud..»»

"...daha sen doğmadan kirlindiyse de tüm renkler, en nihayetinde herkesin renklerini birileri kirletir ve doğal olarak kirli renklerden de temiz bir hayat çıkmaz maalesef..." "Bütün hayat, koca hayat, koskoca hayat kırmızıdan ibaretti ve herkes kendi kaderinin kırmızısını yaşıyordu. Er geç yaşıyorrdu, yaşayacaktı. Her nur topu nasıl ki tadacaksa ölümü, öyler yaşayacaktı kendi kırmızısının kader..»»

Hürriyeti satılmış bir sevdaya Yok muydu yerin? Yoksa kışı başında bir aşkı ısıtmaya Yetmez miydi yüreğin? Ya cesaretini giyinmiş gururun? Soyunmaz mıydı zırhını, Yanan yüreğimin karşısında? Gözlerin bakışlarımı hırsız gibi çalarken, Kararlı karasız gidişlerin duramaz mıydı yanımda? Tebessümün doğmaz mıydı ağlamalarıma? Kesip de dudaklarımın sancısını...»»

Siz hiç gittiniz mi? Gittiniz mi evet. Öyle bir yerden bir yere gittiğiniz gibi değil. Ben gittim. ‘Gitmek’ her gün yüzlerce kez kullandığımız o sihirli sözcük. Çoğunlukla sıradan bir eylem. Bin yıllardır içimizde sessizce duran ama her an patlama ihtimali olan bir sönmüş volkan, bir devrim! Neden gitmek isteriz? Gitmek bir arayış da değil mi aynı zamanda, neyi aradığını bile bilmed..»»

Koca bir okyanusta geriye kalan o verimsiz toprak parçası… Bir çöl… Yalnızca yedi günde eski sularına kavuşmuşken yeniden kuruyabilir miydi? Bir hayat kaç kez altüst olabilirdi?»»

Her ânı, yaşamına aşkla adanmış kalbini, var olma mücadelesi veren egonu, tekâmül deneyimlerine hasret çeken ruhunu ve her şeyi ama her şeyi hissetmek ve deneyimlemek için kendine izin ver.»»