“Hayata ilk adımın atıldığı üniversite yıllarındaki ilk heyecan, ilk aşk ve tamamına eren…” diye başlamak ister cümlelerim. Ah şu insanoğlunun, doğruyu bulmasına rehberlik eden, yoluna ışık tutan, ilmek ilmek dokunmuş tecrübeleri ile yüreğinin sesinin örtüştüğü anlar yok mu? Hani kaderini belirleyen cinsten… İşte bu uğurda, damla damla biriktirilmiş “an”ların, o yolun yolcusunun, yol arkadaşının h..»»
Sus sus nereye kadar, duvarla konuşmak varken.
O duvar ki duvar gibi sana bakmaktayken.
Nasıl çıkar boğazından dem haykırışlar?
Ancak çığlık yaraşır bu susmalara, durma!
Dök zehir zemberek katran yüreğindeki acıları bir bir.
Haykır duvardaki olmayan surete tek tek.»»
Belki de yoğun bakım hem bedene hem ruha bakılan bir yer olmalı…
Sevgili Nilüfer’e teşekkür ediyorum. Kalp ekseninde yürüme cesareti gösteren bir hekim olduğu için…
Metin Hara
Her “CAN”a değer verip işini sevgiyle yapanlar mucizelerini gerçekleştirir.
Dr. Nilüfer bunun en güzel örneği…
A. Neşe Turan
Anneannemi 23 günlük bir yoğun bakım süreci sonunda kaybetmiştik. Annem ve teyze..»»
Yeraltında saklı bir köy… Ritan. Toprak Ana olarak da bilinen Mana-Hee’nin kudretli göz-yaşlarıyla suladığı rivayet edilen bereketli ve gizemli toprakların sahibi olan Rintler. Eski bir inanışa göre, insanoğlunun oyununa gelerek âşık olduğu kıza tüm güçlerini verip onu, Toprak Ana’ya yani Mana-Hee’ye çevirmiş olan doğaüstü varlık Hee-Long’un ve onun saklandığı bu sihirli toprakların peşinde olan K..»»
“Başıboşların haydutça yaşadığı, sadıkların pervasızca nefes aldığı her zamanki gibi sessiz ve ıssız vakitlerdi. Kimsenin hiç kimseyi yaptığı şeylerden ötürü sorgulamaya yeltenmediği, kimsenin hiçbir şeyden rahatsız olmaya tenezzül dahi etmediği oldukça enteresan senelerdi. Şayet o her kimse kapana kısıldığında, kendisinin de onlar için sessiz kaldığı kimselerin en az kendisi kadar kimsesiz oldukl..»»
Zamanın bir yerinde “politik olmak” terimi, sadece politikacıların kullandığı veya uyguladığı bir eylem olabilir. Ama artık hayatın her yerinde politik davranan, davranmak zorunda bırakılan insanların nefes almaya çalıştığı bir toplum düzeninde yuvarlanıp gidiyoruz.Özgür olduğunu iddia eden birkaç amatör oyuncudan hiçbir farkımız olmadığı halde düzene dahil olmaya çalışıyoruz.
Peki, “Özgür” müy..»»
Yıl 1942.
Rusya-Nazi Almanyası savaşı kızışırken Nina ve Andrey evlilik aşamasındadır. Öğretmen olan Nina ve doktor olan Andrey evlendikten sadece üç ay sonra şehirlerine Nazi saldırısı başlar. Uçaklar şehre bombalar yağdırırken insanlar ölür, binalar yıkılır ve tüm hayatlar altüst olur. Sığınakta geçirdikleri günlerde sığınağa getirilen yaralılara destek olmaya çalışan Nina ve Andrey bir yanda..»»
Beyaz yakalılar… Bu sözde beyazlığın içinde aslında karanlığı yaşayanlar…
Telefonun ucunda gün boyu enerjileri emilen, rüyalarında bile çağrı almaya devam eden plaza çalışanları…
Hayatını kazanabilmek isteyen lise öğrencisi Seda’nın bu bataklığa ya da bu bataklıkta yeşerecek olan bir aşk hikâyesine sürüklenişi…
Kadınlara karşı özel bir üstünlüğü olan Evrim, bu yeteneğini Marya’nın üzerind..»»
– “Gayri” Müslim, anlı şanlı bir gitarist ile başlıyoruz. 6-7 Eylül felaketini daha henüz sekiz yaşındayken komşu evindeki bir gardırobun içine saklanarak yaşayan Efrahim’in, bir türlü o karanlık dolaptan çıkarılamayan eğri büğrü yaşamı ile…
– İkinci öyküde eski, yıllanmış bir meyhaneden içeriye eski Maarif Nazırı Hasan Ali Yücel ile Nazım Hikmet kol kola giriyorlar. Masalar hınca-hınç dolu. İç..»»
“Yoyo ile fifi birbirlerini çok seven iki arkadaştır. Bu iki kafadar sadece saklambaç oynamak için saklanmayı ve sadece yakalamaca oynamak için kaçmayı o kadar çok istiyorlardı ki.”»»
“Hayatınızın ne kadarına sahipsiniz? Yüzde on, yirmi, elli, seksen? Ben söyleyeyim: Sıfır. Size ait olduğunu düşündüğünüz şeylerin hiçbiri size ait değil. Hatta düşünceleriniz bile…”
Distopya türünde yazılmış, soluksuz okuyacağınız bu romanın mekânı da zamanı da kaostan ibaret. Hangisinin gerçek hangisinin sahte olduğunun ayırdına varılamayan iki dünya arasında sıkışıp kalmış insanlar, teknoloj..»»
Sıradan, günübirlik şeylerden ziyade; varoluşsal diyebileceğimiz temel insanlık durumlarını ve bunlara ilişkin temel bazı kavramları derli toplu bir şekilde ele alan; yükte hafif ama pahada ağır olan bu kitapta konuşacak birinin varlığını nasıl da delice özlediğimizin farkına varacağız.»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.