Hayat tramvay gibidir... Tam yer bulmuş, oturacakken bir de bakmışsın son durağa gelmişsin. Camillo Sbarbaro [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM



Kitap Ara:
Kitap Kişi
Aram Yayınları

Aram Yayınları

• Aram Yayınları Kitapları | • Aram Yayınları İletişim Bilgileri | • Aram Yayınları Hakkında Bilgi
Sitemizde Aram Yayınları isimli yayınevine ait Toplam 61 kitap bulunuyor.



"Aram Yayınları" hakkında
henüz bilgi girişi yapılmamış..



Son Yayınlanan Kitapları
Sinan Şahin

Aram Yayınları

Bu nedenle de olay ve olgular değerlendirilirken tarihten, güncelden, dünyadan ve sorunların çözümüne veya çözümsüzlüğüne neden olan ya da olacak dinamiklerden bağımsız ele alındığında, hakikatle ilişkisi olmayan bir durum ortaya çıkar ki, bu da hiç beklenilmeyen sonuçlara yol açar. Fethullah Hoca'nın yorumu da gayet açık. Herkesi ABD'den korkmaya çağırıyor. Ve "Amerika daha uzun zaman dünyanın k..»»
İrfan Welat

Aram Yayınları

Görüş kabinleri girişine "Türkçe Konuş Çok Konuş" yazısı 81 yılı yaz aylarında yazıldı. Görüşmeler bir dakika ile sınırlandırıldı. Türkçe konuşulacaktı... 5 No'lu zindanda yaşanan savaş, aslında bir tarihin sıkıştırılmış -en yoğun- haliydi. Devlet bütün olanaklarıyla, Kürtler ise bütün olanaksızlıklarıyla hızlı çekim savaşa tutuşmuş, Vietnamvari bir duruşla kendi tarihlerine kafa tutmuşlardır. Bu..»»
Şerefxan Cıziri

Aram Yayınları

Di pêvajoya de mirovan tiştên hevbeş di kesayetiya xwe de diserifandin. Wan ji xwe re dikirin wekî mertal. Bi wan tiştên hevbeş mezin dibûn. Cihanê ku li derveyî mirovan bû li gorî wan norm û adetan dihate nirxandin.»»
Rojbin Perişan

Aram Yayınları

Sin, ömürlerince genç ölülerden başka ölüm görmediklerini düşündü. Zamansız, acı ölümler. Vaktinden önce dünyadan göçüp gidenler... Dağlarda, şehirlerde ölümle kucaklaşmaktan çekinmeyen yaşam sevdalısı genç ölüler... Karşılaştıkları bunlardı işte. Cenazelerinde slogan att..»»
Demir Çelik

Aram Yayınları

Koca Kent adeta ölüm sonrasının sessizliğine yatmıştı. Ölüm aslında olmadığı, varlığının ise, her an hissedildiği havası, tüm şehri kapsamışa benziyordu. Uzanıp yakalanacak kadar yakın, dokunulmayacak kadar uzak durulması gereken soğuk bir duygu ile tüm insanları bir bütün çevrelemiş, onları etkisi altına almış, herkesi kendi yörüngesine adeta oturtmuş görünüyordu. Soğuk, bir o kadar da kahredici ..»»
Mahmut Baran

Aram Yayınları

Dışardaki insanalr kendi öz dinamikleri ile psikolojik ve biyolojik olarak yaşlanırlar. Ama zindanda yaşamak sadece biyolojiktir. Psikolojik olarak cezaevine girdiğin yaşta kalıyorsun. Zindana adım atmanla birlikte psikolojik yapın donuyor. Aradan on yıl, yirmi yıl geçse de psikolojik olarak cezaevine adım attığın yaşta kalıyorsun. Biyolojik olarak büyüyor, olgunlaşıyor ve ya..»»
Rojbin Perişan

Aram Yayınları

Acılarla, kırık bir aşk hikâyesiyle, ayrılıklarla geçen hayatının son saatlerinde annesinin sesine dalıp gitmişti Asya. İç çekişleriyle örülü gençliğinin son nefesini annesinin kollarında verdiğinde, hangi onulmaz yarasını hatırladı, kim bilebilir? Mutluluk özlemini Asya'yı hatırlamadan kim düşünebilir? Asya'yı ağıtlarla, gözyaşlarıyla götürdüler. Babası taziyeye gelen herkese aynı cevabı verdi:..»»
Günay Aslan

Aram Yayınları

Dicle Havzası, Barçelan Yaylası ve Muş Ovası başta olmak üzere yitik ülkenin bütün köyleri, kasabaları ve kentlerini yangınlar basmıştı. Kardelen bakışlı, gelincik gülüşlü genç bir adamsa evinin içine, evinin içindeki gecenin içine, evinin ve gecenin içindeki kendi içine çekilmiş, evinde, gecede ve kendi içinde baharı beklemişti... »»
Fatma Sönmez

Aram Yayınları

Yılmaz Sezgin

Aram Yayınları

Mehmet Akar

Aram Yayınları

Soğuk bir sonbahar gecesinde, esen rüzgarın önüne düşerek, köyümüzü terk ediyorduk. Sırtımızda rüzgarın o kuvvetli elleri, ensemizde ise, onun soğuk soluğu, durmadan yürüyorduk. Sıcak nefesimiz, ensemizden akan kristalleşmiş buz ırmaklarında donuyordu. Donmuş nefeslerimizle ilerliyorduk. Geride köyümüzle birlikte binlerce anımızı, bütün yaşanmışlıklarımızı bırakarak gidiyorduk. Bir ara, başımı rü..»»
Mehmet Söğüt

Aram Yayınları

Tekrar baktığında ağabeylerinin, kayalıkların dibinde olduklarını gördü. Sanki göz çanaklarına kan dolmuştu. Yüzleri adeta bir kaya kadar sertti. Tüfeklerini Ste’ye doğrulttular. Ste bu arada çığlık atarak uyandı. Annesi başında duruyordu. Kan ter içinde kalmıştı. Kalktı... Evlerinin önündeki kuyudan elini yüzünü yıkadı. Bitkindi. Korkacak hali de kalmamıştı. Sanki boğazına bir yumruk tıkan..»»
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız