Tanıtım Yazısı
Kumrunun Gördüğü adlı kitabıyla 2011 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanan Ahmet Büke, genç öykücüler arasında farklı bir konuma sahip. İyi tanıdığı insanları, mahalle arasında olup biten günlük olayları yazıyor. Bu çevrelerin dilini, argosunu ustaca kullanıyor. Bunun yanında, özgün, sıra dışı bir öykü dili var Büke'nin. Ekmek ve Zeytin, yazarımızın aynı bakış açısıyla yazdığı yeni öykülerin yer aldığı bir kitap. Ancak bu defa Büke öykülerini çok daha geniş bir coğrafyaya açıyor.
Su yoksa, hayat yoksa, aşk da olmaz diyordu. Ben Metin'e üzülüyordum habire. Bu kız onu üzecekti. İstiyordum ki ben üzüleyim. Metin unutsun Hülya'yı, ben seveyim. Çölü değil de evimizin karşısındaki gölü göstereyim ona. Yeşilli, kızıllı dalgaların kıyıya nasıl vurduğunu, böceğin, yılanın nasıl kıvrandığını anlatayım. Sazan çıkar, levrek iner dibe. Sonra bıyıklı, güngörmüş bir balık suyun kabuğundaki sineklere diker gözlerini. "Tanrım," der. "Suyun öbür yüzü de bu kadar delidolu mu?" Hülya istese beni daha çok sever Metin'den. Çünkü Metin çöllere dönmüş yüzünü. Benim doğduğum yerde adım atsan su çarpar yüzüne.
(Tanıtım Bülteninden)
daha fazla
Yazar: Ahmet Büke
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 789750713903
Sayfa: 136s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 1905
Kağıt Tipi:
12 yıl
İnceleme
Hayranlığımı içime saklayıp, nasıl anlatsam Ahmet BÜKE'yi...Bütün kitapları bizi anlatıyor. İlk dört kitap "Unuttuklarımızı." Son kitabı "EKMEK VE ZEYTİN" unutmak istediklerimizi. Görünmeyenlerin, ötelenenlerin iç burkan zaman zaman güldüren son derece özgün anlatımı.
“….
Tam da o anda dedesi geçti yanından.
“Lawo, cay berbena?”
“ Ağlamıyorum ki,” dedi.
Kokuyu yataktan alıp babanın üzerine serpti.
Gidemesinler diye topuklarını soydu. Hem annenin, hem babanın.
…
Ama şimdi de büyük hala geldi işte.
“Tû germ wazena?”
Yok içmem ben çorba. Anne geldi, biliyor musun hala? Dedi ki sen neden ağlıyorsun, dedi ki sen neden içmedin çorbanı, baba gelecek kızacak sana. Baba gelecek işte. Onu götürdükleri gibi getirecekler.”
…
Hala dokununca dala açmayan çiçek açtı.
Sonra çocuğun kulağına eğildi. “ Bu çocuk büyüyecek. Bu çiçek açacak. Bu kuş uçacak. O karıncayı yiyecek. Yuvaya haber gidecek. Başka karınca gelecek. Bu çocuk büyüyecek. Bebeleri olacak. Bu çiçek açacak…
....
Ahmet BÜKE'nin bütün kitaplarını kesinlikle tavsiye ediyorum...
“….
Tam da o anda dedesi geçti yanından.
“Lawo, cay berbena?”
“ Ağlamıyorum ki,” dedi.
Kokuyu yataktan alıp babanın üzerine serpti.
Gidemesinler diye topuklarını soydu. Hem annenin, hem babanın.
…
Ama şimdi de büyük hala geldi işte.
“Tû germ wazena?”
Yok içmem ben çorba. Anne geldi, biliyor musun hala? Dedi ki sen neden ağlıyorsun, dedi ki sen neden içmedin çorbanı, baba gelecek kızacak sana. Baba gelecek işte. Onu götürdükleri gibi getirecekler.”
…
Hala dokununca dala açmayan çiçek açtı.
Sonra çocuğun kulağına eğildi. “ Bu çocuk büyüyecek. Bu çiçek açacak. Bu kuş uçacak. O karıncayı yiyecek. Yuvaya haber gidecek. Başka karınca gelecek. Bu çocuk büyüyecek. Bebeleri olacak. Bu çiçek açacak…
....
Ahmet BÜKE'nin bütün kitaplarını kesinlikle tavsiye ediyorum...
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Ekmek ve Zeytin
Ahmet Büke
- Can Yayınları
- 1905