Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA

HUZUR EVİ 21

Yorum

HUZUR EVİ 21

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

863

Okunma

HUZUR EVİ 21

HUZUR EVİ 21


Taksi karanlıkta Sapanca’ya doğru yol almaya başladı. Rıdvan saatine baktı saat yirmi birdi. Her şey planladığı gibi gidiyordu. Yaklaşık bir saat sonra sapanca gölünde, otelde olacaklardı. Rıdvan çok mutluydu, acaba Yaren de mutlumuydu. Yanında sessizce otura Yaren’e baktı, tedirgin gözüküyordu. Elini tuttu ve öptü. Sonra da,’’ Tedirgin olma sadece bana güven ve tadını çıkar’’, dedi. Yaren’in dudaklarında yarım bir gülümseme oluştu. Sanki korkak bir çocuk gibiydi, sessizce oturuyordu.

Yaren ben ne yapıyorum diye düşünüyordu. Sürekli kendisine sorular soruyordu. ‘’Ben ne yapıyorum, yaptığım doğru mu, bana yakışıyor mu, benim burada ne işim var?’’ diye soruyor soruyordu. Sonra yanında ki adama baktı. Onu seviyordu, ona aşık mıydı? Aşık olunca olur muydu? Aşk yeterli miydi? Aşk yapacaklarını haklı çıkarır mıydı? Bu taksideydi, Sapanca’ya gidiyordu. Yanında bir erkek vardı, her ne kadar ayrı odalar tutmuş olsa da niyetinin ne olduğu belliydi. Yaren düşündü acaba o da bunu istiyor muydu? Bunu yapabilir miydi? Günahtı, o inançlı biriydi, sonra geçmiş geldi aklına. Murat, onunla yapmıştı evlenmeden birlikte olmuşlardı. Sonra ‘’Ama o zaman çok gençtim, şimdi o olsa yapmazdım her halde’, dedi. Sonra da ‘’Acaba yapmaz mıydım, onunla birlikte olmaz mıydım? Off kafam çok karışık, olurdum. O olsa bunları düşünmezdim bile onunla birlikte olurdum. Ya o, Murat ona nasıl ihanet edebilirim. O ölmüştü şimdi yoktu, üstelik çok uzun zaman önce ölmüştü, onunla ölmem mi gerekiyordu’’, dedi. Yarenin kafası çok karışıktı.

Yaren, yanında ki adama baktı. Adam ellerini tutuyordu, elleri sıcacıktı. Gözlerine baktı, gözleri sevgiyle bakıyordu. Sonra ‘’Güven bana’’ diyordu, sesi güven veriyordu. Onu seviyordu, ama Murat’a duyduğu sevgi kadar seviyor muydu? Bilmiyordu. Kalbine baktı Murat’ın yüzünü düşündü. Bir yandan da inşallah yüzü flulaşmaya başlamıştır, inşallah yüzü silikleşmiştir ve siliniyordur diyordu. Kalbine baktı Murat tüm netliği ile oradaydı. Gitmemişti.
Dalgalı saçları duruyordu, kara gözlerinle bakıyordu. Yine gülümsüyordu, eskisi gibi gülümsüyordu. Sevgiyle bakıyordu. Nasıl, nasıl olacaktı. Ne yapacaktı. O içinden gitmeden bir başkasını oraya koyabilecek miydi? Murat kalbinden gitmeyecekti ölene kadar orada olacaktı. O kalpte Murat, Rıdvan’a yer açacak mıydı? Sonunda bu düşüncelerden pes etti. Düşünmek istemiyordu, en iyisi zamana bırakmaktı.

Rıdvan, Yaren’in tedirginliğinin farkındaydı. Onu zorlamak gibi bir niyeti yoktu. Onunda kendisini sevdiğini biliyordu. Rıdvan içinde bu kolay değildi. O da duygularından emin olana kadar beklemişti. Yıllar geçtikçe kalbinin üzerini kaplayan sert kabuğu kırmak kolay değildi. Kalbindeki tozlanmış yaşlılık örtüsünü de yırtmak sıyırıp atmak kolay değildi. Sadece Yaren’e hissettikleri kalbinde kıpırdanmalar yaratmış ve saklandığı yerde duramaz olmuştu. Kabuğu ve örtüsü dar gelmeye başlamıştı. Rıdvan bunları düşünürken, Sapanca ya gelmişlerdi.

Rıdvan, şoföre otelin adını ve adresinin yazdığı kağıdı verdi. Şoför Sapanca’yı bilmiyordu onun için bir taksi durağına sordu. Duraktakiler tarif etti ve taksi şoförü oteli buldu. Otelin giriş kapısına yanaştı. Rıdvan taksi ücretini ve bahşiş verdi.

Yaren’in elinden tutup otele girdiler. Otelin lobisi geniş ve ferahtı. Resepsiyona gittiler, Rıdvan adını ve iki oda rezervasyon yaptırdığını söyledi. Görevli önündeki bilgisayardan ismine ve odalara baktı. ‘’Evet, efendim odalarınız hazır. Oda numaraları 42 ve 44 yanyana iki oda efendim buyurun anahtar kartlarınızı 2. Kat göle bakıyor’’, dedi. Rıdvan kartları aldı, görevliye yaklaşıp ‘’Telefonda söylemiştim odama yemek servisi istemiştim. Her şey hazır mı acaba’’, diye sordu. Görevli ise,’’Hazır efendim siz ne zaman isterseniz servise başlayabiliriz’’, dedi. Rıdvan, ‘’Benden telefon bekleyin’’, dedi.

Rıdvan, Yarenin elinden tuttu odalarına çıkmak için merdivenlere yöneldiler. Rıdvan Yaren’in terleyen ve titreyen ellerini sıktı. Kulağına eğilip, ‘’Seni bırakmam, unutma bunu’’, dedi. Karidorda ki oda numaralarına baktılar göl istikametindeki yan yana son iki odaydı. Önce 42 numaralı odanın kapısını açtılar. Yaren odaya girdi, Rıdvan kapıda durdu içeriye girmedi. ‘’Karnımız acıktı biraz dinlen istersen yarım saat sonra benim odama yemek getirtirim, sence sakıncası yoksa yemeği birlikte yiyebilir miyiz? Söz seni hiçbir şey için zorlamayacağım’’,dedi. Yaren ürkek tavşan gibi sadece, ‘’Tamam’’, dedi.

Yaren kapıyı kapattı, odaya göz gezdirdi o da çok güzeldi. Lüks ve her şey düşünülmüştü. Balkona çıktı, nefesi kesildi. Karşısında Sapanca gölünün kıyılarına otellerin ışıkları vuruyordu. Otelin ışıkları önündeki Sapanca gölünde renk cümbüşü vardı. Manzara karşısında mest olmuştu. Burada insan aşık olabilirdi. Otelin bahçesi de ışıklandırılmış, rengarenk ışıklarla masal gibi gözüküyordu. Yaren’in içindeki huzursuzluk manzara karşısında uçup gitmişti.
Rıdvan odasına girdi. Oda çok güzeldi, hemen balkona çıktı. Balkonda komşusunu gördü, gülümsedi ‘’Merhaba’’, dedi. Yan odada ki bayan ise,’’Merhaba’’ diyerek karşılık verdi. Birbirilerine gülümsediler. Rıdvan komşusuna, ‘’Çok güzel bir manzara değil mi? İnsan bu manzarada komşusuna aşık olabilir’’, dedi. Komşusu güldü,’’Öğlemi diyorsunuz bilmem’’, dedi. Rıdvan, ‘’sizi 15 dakika sonra odamda bekliyorum güzel bayan ‘’, dedi. Yaren, ‘’Çok hoşsunuz Rıdvan Bey tamam geleceğim. Şimdiye kadar yan balkondaki komşu odasına çağırmamıştı. Bende hiç böyle bir davetİ kabul etmemiştim ama bu seferlik böyle olsun’’, dedi. Rıdvan, ‘’Bey yok, siz yok anlaşmıştık ama Yaren’’, dedi göz kırparak. ‘’Tamam, bu akşam sizi pardon seni dinleyeceğim’’, dedi. Rıdvan, ‘’İlerleyen saatlerde sana bunu hatırlatırım’’dedi.

Yaren’in yanakları kızardı ve utanarak içeriye kaçtı. Banyoya girdi, ellerini yüzünü yıkadı. Makyajını tazeledi iyi ki de çantama bir şeyler atmışım dedi. Saatine baktı, onbeş dakika dolmuştu. Utanarak odasından çıktı, yan odanın kapısının önüne geldi. ‘’Ben neler yapıyorum böyle’’, dedi. Kapıyı çaldı.

Rıdvan, sanki kapının önünde onu bekliyordu, hemen kapıyı açtı. Yarenin elinden tutup içeriye buyur etti. Yaren’in içeri girmesiyle elektrikler kapanmış mum ışığı odada dans etmeye başlamıştı. Müzik sesi geliyordu, keman çalıyordu. Kemanın sesi yumuşacıktı, müzik sıcacık ve yumuşacıktı odayı ve Yaren’i kaplamıştı. Balkona yakın bir masa, ortasında bir mum vardı. Balkondan Sapanca ışıklar altında sanki yanıyordu. Yoksa yanan avuçlarının içi ve yanaklarımıydı. Rıdvan, Yaren’in ellerinden tuttu, masaya götürdü.

Önce birlikte manzarayı seyrettiler. Sonra Rıdvan, Yaren’i masadaki sandalyesine oturttu. Yaren oturunca önündeki servis tabağında bir kırmızı gül gördü. Gülü aldı, kokladı. Başını kaldırdı, Karşısında Rıdvan mum ışığında çok yakışıklı gözüküyordu.
Garson şarap servisini yaptı. Kırmızı şarap kadehlerde sessizce ve uslu uslu duruyordu. Daha sonra garson yemek servisini yapmaya başladı. Rıdvan ile Yaren hiç konuşmadan yemeklerini yiyorlardı ve şaraplarını yudumluyorlardı. Yaren içkiye alışık değildi, şarap boğazında sıcaklık bırakarak gidiyordu. Ne zaman şarap içse yanakları al al olurdu. Yine yanakları yanmaya başlamıştı. Rıdvan dan utandı, yanaklarının kızardığını görmesini istemiyordu. Başını öne eğdi. Yemeklerini yemeye devam ettiler.

Keman kalplerinde çalıyordu sanki, yumuşak dokunuşlar bırakıyordu kalplerine. Yemek bitmişti ve ikisi de hiç konuşmamıştı. Şarap da ikinci kadehler bitmek üzereydi. Rıdvan, oturduğu sandalyeden kalktı. Yaren’in yanına gitti, ellerinden tuttu ve ayağa kaldırdı.

Dans etmeye başladılar, Rıdvan yüzünü yarenin saçlarına gömdü. Keman İkinci Bahar şarkısını çalmaya başlamıştı. Rıdvan, Yaren’in kokusunu içine çekerek,‘’İzin ver ikinci baharımızı yaşayalım, kendine izin ver sevmeye izin ver’’, diyerek boynuna küçük bir öpücük kondurdu. Yaren’in ayakları titriyordu, dizleri tutmuyordu. Rıdvan bıraksa, Rıdvan’ın ayaklarının dibine yığılıp kalabilirdi. Rıdvan, Yaren’i masadaki yerine oturttu, kendiside yerine geçti. Yemek bitmişti, garson ve kemancı odadan ayrıldı. Rıdvan dolgun bahşiş sıkıştırdı avuçlarına kapıdan çıkarlarken.

Arkasını döndüğünde Yaren’i ayakta manzarayı izlerken buldu. Yaren’in yanına gitti, birlikte hiç konuşmadan manzarayı seyrettiler. İkisi de akıllarından aynı şeyi geçiriyordu. Rıdvan, Yaren’i kendisine çevirdi. Ellerinden tuttu ve öptü, sonra ellerini Yaren’in omuzlarına koydu. Kendine doğru çekti, kulağına’’İzin ver seni sevmeme izin ver, düşünme hiç bir şeyi düşünme sadece sen ve ben sadece ikimiz. Seni seviyorum, bu yaşta sana aşık oldum. Biliyorum sende bana aşık olmak üzeresin. Kalbime gir kalbine girmeme müsaade et. Kilitleme kalbini bana aç kapısını seni üzmeyeceğim söz’’, dedi.

Yaren yaprak gibi titriyordu. Rıdvan, Yaren’in boynunu okşuyordu, dudaklarını Yaren’in dudaklarına usulca değdirdi. Bir genç ürkekliği ile Yaren’i öptü. Yaren’in başı dönüyordu, şarap etkisini göstermeye başlamıştı. Yaren’i şarap hep böyle yapıyordu, çakır keyif mi olmuştu acaba. Yaren’in kolları yanlara düşmüştü. Rıdvan, Yarenin beline kollarını doladı kendine doğru çekti,’’Seni Seviyorum’’ dedi.

Arzuyla ve hasretle dudaklarından öpmeye başladı, Yaren karşı koyamadı. Kollarını Rıdvan’ın ensesine doladı. Öpüşlerine karşılık vermeye başladı. İkisinin de içinde bastırdıkları duygular kapakları açılmış baraj gibi çağlıyordu. Aşk buydu, tutku buydu. Her dokunuşta her dudakların sıcaklığı, dudaklara değişte sanki geçen yılları geri geliyordu. Yorgun ruh ve beden bahar misali gençleşiyor, yenileniyordu. Yaren kendine şaşırıyor, durmak istiyordu ama bir türlü bedenine hakim olamıyordu. Rıdvan sevdiği kadını kollarının arasında sevgiyle sıkıyordu. Sinesine, boynuna ve kulaklarına küçük aşkla öpücükler konduruyordu. Ellerini saçlarının arasında gezdiriyor, kokluyordu. Yüzüne saçlarına gömüyor, fısıltıya ve tutkuyla ‘’Seni seviyorum, kaçma benden’’, dedi.

Yaren’i ürkütmeden yatağa yatırdı. Şevkatle ve yumuşak dokunuşlarla elbisesinin fermuarını açtı. Omuzlarından elbisesini sıyırıyordu. Yaren sanki tutulmuş gibi hareketsiz yatıyordu, şaşkındı. Rıdvan yumuşak sesiyle, ‘’Sen ve ben’’ diyordu. ‘’Sen ve ben Yaren’’. Parmakları, elleri, ayakları hatta gözleri bile hareketsizdi. Kendine şaşırıyor, nasıl karşısında bu kadar savunmasız olabilirim diyordu.
Rıdvan, Yaren’in ürkekliğinin farkındaydı. Onu korkutmak istemiyordu, onun sevgisini görmesini istiyordu. Az önce öpüşlerindeki sıcaklık, yumuşaklık ve tutkuyu onunda istediğini biliyordu. Sevecendi Rıdvan, hareketlerinde çünkü seviyordu. Parmakları Yaren’in bedeninde dolaşırken, kendini yirmi beş yaşında gibi hissetti. Yaşlarını tıpkı rüzgarın kuru yaprakları önüne katması gibi katıp götürmüştü.

Yaren, karşılık veriyordu. Aşk istiyordu, sevgi istiyordu. Geçmişi gömmek istiyordu, hayatı yaşamak istiyordu. Murat’ı düşündü, ‘’O öldü, yıllar önce öldü artık yok’’, dedi. Murat’ı gördü, yatağın yanında ona bakıyordu. Rıdvan’ın elleri ve dudakları vücudunda dolaşırken ve aşk sözcükleri fısıltıyla dökülürken dudaklarından, o Murat’a bakıyordu. Murat gülümseyerek arkasını döndü ve gitti. ‘’Elveda sevgilim’’, dedi. Rıdvan’ın tutkulu kollarına, dudaklarına ve parmaklarına bedenini ve ruhunu bıraktı. Kalpler gibi vücutlarda birleşmişti.

Sabah olmuştu. Yaren uyanıktı ama gözlerini açmıyordu, çünkü Rıdvan’a bakmaya utanıyordu. Rıdvan sevdiği kadının yanında uyanmaktan çok mutluydu. Yaren’i uyuyor zannedip onu izledi. Çok güzel gözüküyordu ve burnuna bir öpücük kondurdu, ‘’Uykucu uyan hadi’’ dedi. Yaren gözlerini açtı hemen arkasını döndü, yüzüne bakamıyordu. Hızla yataktan kalkmasıyla yatağa oturması bir oldu çarşafa dolanıp, ‘’Ben banyoya gidiyorum’’, dedi. Rıdvan, kolundan yakaladı kendine çekti. Yaren karşı koyamadı ve yatağa düştü, yattı.

Rıdvan ve Yaren kahvaltılarını odaya istediler çünkü üzerlerinkiler den başka giysileri yoktu. Kahvaltı balkona hazırlandı, göl manzarasına karşı mükellef bir kahvaltı ettiler. Keyif kahvelerini gölün muhteşem manzarasına doğru yudumlarken sessizliği Rıdvan bozdu.’’Dışarıya çıkalım otelin butiği var oradan kendimize rahat bir şeyler alalım. Bu kıyafetlerle gezilmez, yürüyüş yapamayız spor bir şeyler alalım olur mu?’’dedi.

Yaren kahvaltıdan sonra döneceklerini düşünüyordu. ‘’Bu gün dönmeyecek miyiz?’’ dedi. Rıdvan ise,’’Buranın, gölün tadını çıkarmadan, gölün etrafında yürüyüş yapmadan dönmek olur mu? Ben en azından iki gün daha kalırız diye düşünmüştüm’’, dedi. Yaren ,’’Tamam bugün kalalım da yarın bakarız kalıp kalmayacağımıza olur mu?’’ dedi. Rıdvan oturduğu yerden kalktı Yaren’e sarıldı. Saçlarını okşadı, saçlarından öptü. Yüzüne baktı ve’’ Sen nasıl istersen sevgilim, canım’’,dedi.

Birlikte odadan çıkıp resepsiyona gittiler. Yaren’in odasının boşalttıklarını haber verdiler. İki ayrı odaya gerek yoktu. Butiğin yerini öğrenip, butiğe gittiler. Orada çok eğlendiler birbirilerinle şakalaşarak kıyafet beğendiler. Yaren sonunda üzerindeki tutukluğu, çekingenliği atmıştı. Rıdvan spor bir pantolon üzerine spor bir gömlek aldı. Yaren de bir pantolon ve bluz aldı birerde spor ayakkabı aldılar. Yaren, ‘’gece giymeye de pijama alsak’’, dedi. Rıdvan itiraz etti,’’Gerek var mı? Giymeyi veririz’’ dedi. Yüzünde yaramaz bir çocuğun ifadesi vardı.

Aldıklarının parasını ödeyip odaya çıktılar. Rıdvan, kapıyı kapatır kapatmaz öpmeye başladı. Yatağa doğru götürüp üzerindekileri çıkarmaya çalışırken, ‘’Göl beklesin kaçmıyor ya öğleden sonra gezeriz günbatımını izleriz. Belki de izlemeyiz kim bilir’’, dedi. Yaren kikirdedi ve çok mutluydu.


Öbür tarafta Huzurevi karışmıştı. Herkes korku, endişe içinde polisi ve hastaneleri arıyorlardı. Ne Yaren den’ ne de Rıdvan dan haber vardı. Dünden buyana kayıplardı, telefonları da cevap vermiyordu. Müdür, Rıdvan’ın telefonunu bir daha aradı, mekanik ses yine aynı şeyi söylüyordu. ‘’Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz’’ . Herkes merak içindeydi, ne olmuştu.

ERAY ÖZGÖR SARIKAYA

8.5.2012



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Huzur evi 21 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Huzur evi 21 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HUZUR EVİ 21 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
superbaba
superbaba, @superbaba
11.5.2012 01:13:06
Aşk ve erotizm, hepsi var...
Bilmiyorum daha önce roman yazdınız mı Eray Hanım.
Bence roman yazanların sizden üztün tarafı yok...
Neyse, beni oyalamayın, 22. bölümü okuyacağım...
ayvalıklı
ayvalıklı, @ayvalikli
10.5.2012 17:49:42
sevginin her yaşta yaşanacağına dair
gözel bir yazı tebrikler saygılar
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
9.5.2012 21:00:10
efendim rıdvan beyle yaren hanımefendi otelde gününü gün ediyorlar be hani hiç birşey olmayacak diyordu giderken noldu yalan söylemiş olmadımı şimdi rıdvan rıdvan beyi burdan kınıyorum çok cesur anlatımdı kutlarım sizi bu cüretkarlığınızdan ötürü saygılarımla selamlar
glenay
glenay, @glenay
8.5.2012 23:23:50
9 puan verdi
Güzel bir aşk öyküsü okudum, Huzurevindekiler araya dursunlar.

Tebrikler Eray, güzel bir bölümdü,

sevgilerimle..
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
8.5.2012 22:31:45
en güzel anlatım bu sayfadaydı dersem inanın.
anlatım diyorum yanlış anlamayın yazı güzelliği,tanımlama düzgün cümleler, tasvirler ve akıcılık.
kolay gelsin Eray hanım.teşekkürler.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
8.5.2012 21:49:05
olmuş bir kere neden olmasınki ben mutluluklar diliyorum...sağol eray çok güzeldi....saygılar
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
8.5.2012 21:13:26
uyy uyy bak sen yaşlı aşıklara
çok güzel anlatımdı yine kutlarım seni
sevgi saygımlasın
takipteyim bakalım neler olacak
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL